Yaşamsal Bütünlüğün Diyalektik Yansıması ve Kentlerin Bileşenleri Olarak; Ben’den Bize, Tüm Kentsel ve Çevresel Organizmalarla…

Yazar- Metin Karadağ 21 Ağustos 2024 Çarşamba

İnsanlık tarihi bir yandan; “İnsanın kendi kendisine; kendi emeğine; başkalarının emeğine ve başkalarına yabancılaşmasının” tarihidir…

Bugün hala kendi kendimize yabancılaşmaya devam ederken; dünyamız da dönmeye ve değişmeye devam etmektedir…

Böyle durumlarda farkında olmadan; kendi kendimize yabancılaşmamızı durdurmak için zamana çentikler atarak durdurmaya çalışır ve hafızamızda bizi koruyacak kuytuluklar yaratırız…

Yaşama tutunma davranışlarımızda atmış olduğumuz bütün çentikler; kendi içimizde her kayboluşumuzda bizi kendimize getiren direnç noktalarıdırlar…

Kişisel tarihimizi bu direnç noktalarını birleştirerek bütünlüklü bir resme dönüştürürüz…

Şu an neredeyiz ve ne/ler yapıyoruz; nereye doğru gidiyoruz; nereye ulaşmaya çalışıyoruz gibi sorular bizim kendi/kişisel gelecek tablomuzun ayrıntılarını oluştururlar.

Aynı şeyleri yaşamakta olan başkalarının da başka tablolar oluşturmakta olduğunu bir an bütünlüklü olarak düşünürsek; çok boyutlu resim bulutlarımızın birbirlerine dokunmaması olanaklı değildir…

Çünkü köpürmüş suyun oluşturduğu birbirine bitişik farklı büyüklüklerdeki baloncukların birbirlerine dokundukları ara kesitlerde olduğu gibi; aynı akarsuda birlikte yol almaktayızdır.

Bakışlarımızı bir an içinde yaşamakta olduğumuz ortamdan ve bu yazıdan kaldırıp; dışarıdaki kentsel ve çevresel uzama baktığımızda gördüğümüz kargaşada, kaosta kendimizin de payı olduğunu unutmamalıyız…

İnsanlık tarihi boyunca üretilmiş olan her birikim, ortak değer olarak; her zaman kullanımımıza açık biçimde orta yerde durmaktadır…

Herkes, tüm bu birikimlerden kendince/kendine göre bir sorgulama üretmek ve “Kendi Yaşam Estetiğinin Rönesansı” olarak kullanmak için farklı seçenekler sıralayabilir.

Ben de, kendimce/kendime göre ilk olarak, aklıma gelen bu üçlüyü seçtim…

Örnek, “Bilim”: ”Bilinenlerden hareketle; bilinmeyenlere yönelik; onları bilinir kılma kaygısı ve çabasıdır…”

Örnek, “Modernizm”: “Geçmişten bugüne(şimdi) gelen birikimlerle; geleceğe yönelik sürekli geçerli bugünü/şimdiyi/o anı üretme kaygısı ve çabasıdır…”

Örnek, “Mükemmel”: “Mükemmele ulaşma çabasının ve sürekli kaygısının kendisidir…”

Kendi yaşamımızın geçmiş örgüsünü; -bugünü de ekleyerek- geleceğe yönelik öngörüler dizisi haline getirmeye çalıştığımızda;

“Bilim/Modernizm/Mükemmellik” üçlüsü ile birlikte ortaya çıkacak tabloda, gelecek konusundaki endişelerimizi kaygıya; kaygılarımızı da üretim alanımıza yansıtmaya başlatmış ve tüm yabancılaşmalarımıza karşı yeni ve ortak gelecekler inşaa etmiş olacağız…

Doğal ve Kentsel Yaşamda birbirimizin ortak keseni olan tüm değerlerimiz; sadece kendi seçtiklerimizden oluşamaz… Yabancılaştığımız ve henüz yabancılaşmadığımız her şey bizleri de her gün yeniden birleştirir, ayrıştırır ve yeniden buluşturur.

Biz doğa, çevre, kent, kedi, köpek ve fareler olarak; hep birlikte daha iyi yaşamanın yollarında birlikte yürümeye devam ederiz…

Karışmayın!…

 

 

Mimarlara Mektup Bülteni, Temmuz 2024, Sayı: 292

Yazar- Metin Karadağ 21 Ağustos 2024 Çarşamba