- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
Dam Notları/BÖHM100
DAM, mimarlık ustası Gottfried Böhm‘ün 100’üncü yaş gününü bu yılın ilk sergisi ‘BÖHM100’ ile kutluyor.
Sergide, Mimar Böhm’ün “alışılımış dışı” mimarisi ile ünlü Neviges Meryem Ana Katedrali‘nin öyküsü, onun ünlü kömür, kurşun kalem, tebeşir çizimleri ve yarışma maketi; duvar boyu fotoǧraflar ve video gösterimleriyle sunuluyor.
Bu arada belirtelim: G.Böhm’ün “alışılmış dışı” yeni (2017) mimari eserlerinden biri de oǧlu Mimar Paul Böhm ile birlikte tasarımladıǧı Köln- Ehrenfeld Merkez Camisi.
***
Neviges Kasabası 17. yüzyıldan beri Hristiyan hacıların yolda uğradığı bir ziyaret yeri. Hacılar küçük bir Fransisken Kilisesi’nde bulunan kutsal Meryem Ana suretini görmek, dua etmek için Nevigese geliyormuş… Zamanla Neviges Ziyareti ün kazanmış, Küçük Fransisken Kilisesi hacılarla dolup taşmaya başlamış… Gel zaman git zaman, 1962’de Fransisken Kilisesi buraya büyük bir katedral yaptırmaya karar vermiş. İki aşamalı sınırlı bir mimari yarışma düzenlemiş… Yarışmaya davet edilen mimarlardan biri de G. Böhm… Böhm’ün projesi ilk aşamada pek tutulmamış ve ilk üçe girememiş ama ikinci aşamaya katılmayı başarmış. İkinci aşamada durum deǧişmiş: Katedral‘i basamak basamak yükselen bir “hacı yolunun” sonuna konumlandıran tek tasarım olarak öne çıkmış ve uygulanmak üzere seçilmiş. 1966’da yapımına başlanmış. İki yıl sonra, dev bir kristali andıran Katedral, kapıları kamu aleme açmış.
Neviges Katedrali, yalnızca ‘alışılmış dışı’ biçimiyle ünlü değil aynı zamanda ‘alışılmış dışı’ planı ve iç mekânıyla da ünlü. Mimar Böhm, katedral mimarisini yeniden düşünmüş, katedrallerin geleneksel, alışılmış mimarisinden azade (baǧımsız) bir katedral tasarlamış.
Ama Böhm’ün bence mimari ustalıǧı iç ve dış mekanı bir bütün olarak düşünmesi; Katedral’in bir meydanı andıran iç mekânını, Katedral‘e doǧru basamak basamak yükselen bir “hacı yolu” ile Neviges’in tarihsel kent mekânına katması.
***
Böhm100 Sergisi, mimariyi yeniden düşünmeye cesaretlendiriyor insanı.
Geçen bir gazete yazısında okudum: Yazar G. Bernard Shaw, “Gelenek, aptallara tutamak, akıllılara yolu aydınlatan bir sokak lambası direğidir” demiş.
Siz ne dersiniz?