- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
Vakıflara Devredilen Kültür Mirasımız Üzerinden Kent Mekânında Olası Mülkiyet Değişiklikleri Üzerine…
Galata Kulesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinden alınıp Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesine istinaden Kule-i Zemin Vakfı adına tescil edilmesi ve ardından Galata Kulesi’nde restorasyon kapsamında yapılan uygulamalardaki özensizlikler kamuoyu ve basında yer almıştı. İstanbul’un ortaçağdan kalan önemli kültür varlıkları arasında yer alan Galata Kulesi 1. grup tarihi yapı olarak tescillidir. Kulenin arkeolojik ve estetik değerleri, koruma proje ve uygulamalarının donanımlı ekipler tarafından özenle yapılmasını gerektirmektedir. Özellikle, yapıya zarar veren “hiltili” uygulamaların ortaya çıkmasıyla, Vakıflara devredilen kültürel mirasın hem devir dayanağı ve şekli hem de restorasyon anlayışı kamuoyunda ve mimarlık ortamında tartışma konusu olmuştur.
Bu tartışmalar devam ederken, 1939 yılından itibaren mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait olan, Beyoğlu ilçesi, Gümüşsuyu Mahallesi, 751 ada, 1-2-3-4 parsellerin (Gezi Parkı) mülkiyeti de bir başka vakfa devredildi. Vakıflar Kanunu’nun 30. Maddesine dayandırılan bu devirle Gezi Parkının mülkiyeti, 12.03.2021 tarihinde Sultan Beyazıt Hanı Hazretleri Veli Vakfı adına tescil edildi. (Vakıf Kültür Varlıklarının Devri Madde 30: Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.)
Devrin gerekçesi, 2011 yılında İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla, yerinde mevcut olmayan, Taksim Kışlası’nın, 1. Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tapuya da tescil edilmesiydi. Yani olmayan bir yapının ihya kararıyla devri gerçekleşmiş oldu. (TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesine İlişkin 17.01.2012 tasdik tarihli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Tadilatı ve anılan projeye onay veren Koruma Kurulu kararının iptali için birlikte dava açmıştı.)
Bu süreçte, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, mazbut vakıflara devredilen pek çok kültür varlığı olduğunu öğrendik. Müdürlüğün açıklamasına göre 2008 yılından bugüne ülke genelinde toplam 1014 taşınmazın Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçişi sağlanmış. Bu taşınmazların arasında Gezi Parkı, Galata Kulesi, Sait Halim Paşa Yalısı, Selimiye Kışlası, Vefa Lisesi, Pera Palas Oteli, Şişli Etfal Hastanesi gibi yerler bulunuyor.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda mazbut vakıflara devri yapılan mülkler içinde kışla yapıları, yalılar, okullar, camiler, öğretmen evleri, saraylar, köşkler, çarşılar, hanlar, konutlar bulunduğunu da öğrendik.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince mazbut vakıflara devredilen kültür varlıklarından birkaç örneği sizlerle paylaşmak isterim:
- Selimiye Kışlası, Üsküdar (301 ada, 7 parsel, 114.056 m2) 25.06.2018 tarihinde Maliye Hazinesinden Sultan 3. Selim Vakfı’na devredildi.
- Bahriye Kışlası, Beyoğlu (929 ada, 1 parsel, 24.459,50 m2) 16.06.2017 tarihinde Maliye Hazinesinden Cezayirli Gazi Hasan Paşa Vakfı’na devredildi.
- Beykoz Kışlası, Beykoz (442 ada, 2 parsel, 19.524 m2) 22.09.2011 tarihinde Beykoz Belediyesi’nden İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredildi. 12.04.2013 tarihinde ise İBB’den Sultan Selim ve Sultan Mahmut ve Bezmi Alem Vakfına devredildi.
- Şişli Etfal Hastanesi, Şişli (984 ada, 110 parsel, 36.525 m2) 27.07.2018 tarihinde Maliye Hazinesinden Sultan Beyazıt Han Veli Vakfı’na devredildi.
- Abraham Köşkü ve Türk Alman Üniversitesi, Beykoz (353 ada, 1 parsel, 536 m2) 06.03.2013 tarihinde Maliye Hazinesinden Sultan Selim Hanı Kadim Vakfı’na devredildi.
- İBB Fethipaşa Sosyal Tesisi, Üsküdar (1311 ada, 89 parsel, 760 m2) 07.02.2020 tarihinde İBB’den Haremeyn Muhteremeyn Mülhak Şeyhülislam Arapzade Merhum Esseyid Ahmet Ataullah Efendi Vakfı’na devredildi.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu ile geçilen yeni sistem, devlet yapısında büyük çaplı değişikliklere neden oldu ve bu düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yayımlandı. 15/07/2018 tarih ve 30479 sayı numarası ile yayımlanan 4 numaralı “Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum Ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile yapılan pek çok değişikliğin yanı sıra Vakıflar Genel Müdürlüğü de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlandı. Bütün bu düzenlemeler sonucunda, 2011 yılında planlamadan yapı ruhsatı ve iskân belgesi düzenlemeye kadar geniş yetkiler tanımlanarak 648 sayılı KHK ile kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanı sıra güçlendirilmiş yeni bir Kültür ve Turizm Bakanlığı da kent mekânları ve kültürel miras üzerinde planlamayla birlikte mülkiyetler üzerinde de yetkili bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu mülkiyet değişikliklerini yapılacak olan uygulamaların öncülü olarak değerlendirmek, yerinde bir tespit olacaktır. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 5366 Sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında ülkenin dört bir yanında yapılan uygulamaları göz önüne aldığımızda yeni süreçte bu uygulamaların mülkiyet değişiklikleri nedeniyle çok daha hızlı yapılabileceğini görüyoruz. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kent mekânlarındaki pek çok askeri alanın boşaltıldığı ve kamuya ait bu alanların çoğunun yapılaşmaya açılarak özelleştirildiği sonucundan hareketle, kent içinde askeriyeden arındırılan kışla yapılarının da Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerinden uzun vadeli kiralama yöntemiyle, bu özelleştirme sürecinin parçası haline getirileceği, kuşku götürmez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
2019 ve 2020 tarihli Vakıflar Genel Müdürlüğü ile ilgili Sayıştay raporlarından, keyfi uygulamalara işaret eden birkaç uyarı notunu sizlerle paylaşmak isterim.
- Mazbut vakıflara ait konutların, mevzuata aykırı olarak kamu konutu olarak değerlendirilip genel müdürlük personeline tahsis edilmesi
- İdare tarafından çeşitli üniversitelere mevzuata aykırı borç verilmesi
- İdare tarafından mevzuata aykırı borç verilmesi ve bu borçların yanlış hesaplarda takip edilmesi
- Eski eserlerin onarım ve restorasyonu kapsamında değerlendirilemeyecek nitelikte yurtdışında yeni bina inşaatlarının yaptırılması
- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne kiraya verilen taşınmazın, özel bir vakfa kiralanmasına izin verilmesi
- Mazbut vakıfların vakfiyelerinde yazılı vakıf şartlarına uyulmaması
- İstanbul Şişli 776 ada 66/67 parseller üzerinde yer alan taşınmazların kullanımına ilişkin mevzuata aykırı uygulamaların olması
- ….
Tüm bu uyarılar Vakıf mülkiyetinde olan taşınmazların ve vakıf gelirlerinin, iktidarın siyasi görüşü doğrultusunda rahatlıkla kullanıldığını göstermektedir. Yeni yapılan mülkiyet devirleri üzerinden bu tür uygulamaların çok daha fazla ve etkin bir biçimde yürütüleceği, bu tutumun da kent mekânlarını bir siyasi paylaşım metasına dönüştürmenin yanı sıra ortak kültürel mirasımızı da bu metalaşma sürecinin bir parçası haline getirmesi ihtimali yüksektir.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak bu konuya dikkat çekmeyi ve gerekli uyarıları yapmayı temel sorumluluklarımızdan biri sayıyoruz. Gelişmeleri yakından izlediğimizi, halkın yararını gözetmeyen, kültürel ve doğal varlıklarımızı tehlikeye atan her türlü adıma karşı anayasal görevimizden ve sorumluluklarımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi sizlerle paylaşmak isterim.