Uygulamalı Öz Savunma Atölyesi
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu, 24 Kasım Pazar günü “Uygulamalı Öz Savunma Atölyesi” düzenlemiştir. Kadın Savunmasından Rüya Kurtuluş ve Gökçe Korkmaz hocaların yürütücülüğünde, 16 kadının katılımıyla gerçekleşen atölye, şiddet kavramını tanımlamak, şiddeti farklı boyutlarıyla ele alarak farkındalık kazanmak ve kadınların şiddetle baş etme yöntemlerinden biri olan “öz savunma” pratiğini öğretmek amacıyla planlandı. Etkinlik boyunca, şiddetin tanımı ve türleri üzerine konuşmalar yapıldı; kadınların kendi deneyimlerinden yola çıkarak bu kavramı somut bir bağlama oturtmaları sağlandı.
Şiddeti Anlamak ve Önlemenin Yolları
Atölyenin başlangıç aşamasında, kadınlar şiddetin yalnızca fiziksel bir saldırıdan ibaret olmadığını, psikolojik, ekonomik, cinsel ve sosyal boyutlarının da hayatın pek çok alanında kendini gösterebildiğini tartıştılar. Bu tartışmalar, kadınların karşılaştıkları baskı ve tehditleri daha iyi anlamalarına yardımcı olurken, şiddet türlerine karşı farkındalık yarattı.
Risk Yönetimi ve Stratejiler
Kadınların tehdit anlarında nasıl davranması gerektiğine ilişkin temel prensipler paylaşıldı. Bu bağlamda, şiddet anında riskin nasıl yönetilebileceği üzerinde duruldu. Kadınların:
- Bulundukları mekânı tanımaları,
- Çevrelerini gözlemlemeleri,
- Sakin kalmayı öğrenmeleri gerektiği vurgulandı.
Olası bir tehdit durumunda, saldırganın niyetini anlamaya ve sınır koymaya yönelik sözlü iletişim teknikleri uygulamalı olarak gösterildi. Eğer sözlü müdahale etkili olmazsa, fiziksel öz savunma yöntemleri devreye alınarak saldırgandan uzaklaşmak için hangi tekniklerin kullanılabileceği öğretildi. Özellikle toplu taşımada ve kamusal alanlarda sıkça yaşanan taciz vakalarına dair örnekler üzerinden, nasıl davranılması gerektiği uygulamalı bir şekilde gösterildi.
İkili Oyunlar ve Pratikler
Atölyede, kadınların özgüvenlerini ve fiziksel dirençlerini artırmayı hedefleyen ikili oyunlar oynandı. Bu oyunlar, kadınların hem bireysel sınırlarını tanımasını hem de kolektif bir dayanışma içerisinde hareket etmesini sağladı. Uygulamalı pratikler, kadınların gündelik yaşamda karşılaşabilecekleri durumlara hızlı ve etkili çözümler geliştirmelerini sağlamak amacıyla gösterildi.
Güçlenme ve Dayanışma
Etkinlik, kadınların birbirleriyle dayanışma içinde olduklarını hissetmeleri açısından da önemli bir alan yarattı. Kadınlar, yaşadıkları sorunların bireysel değil, toplumsal olduğunu; erkek egemen düzenin bu sorunların temelinde yattığını bir kez daha fark etti. Atölye sonunda kadınlar hem birbirlerinden güç aldıklarını hem de artık daha öz güvenli olduklarını paylaştı. Kadınlar, buradan edindikleri bilgilerle daha güvenli ve dirençli bir şekilde hayatlarına devam edeceklerini ifade etti.