TMMOB Tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Yapı Ruhsatı Standartlarına İlişkin 3. Kez Yazı Gönderildi

Yazar- MO İstanbul 5 Mart 2020 Perşembe

“Yapı Ruhsatı Standardına İlişkin Tebliğ” ile “yapı ruhsatlarından imza hanelerinin kaldırılması” hususunda birliğimizce, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na üçüncü kez, 5 Mart 2020 tarihinde yazı gönderildi.

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA
ANKARA

İlgi: a) 25.06.2019 tarih 1026 sayılı yazımız.
b) 02.08.2019 tarih 1432 sayılı yazımız.

İlgide kayıtlı yazılarımız ile 02.05.2018 tarihli, 30409 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan TS 10970 Formlar-Yapı Kullanma İzin Belgesi Standardına ve TS 8737 Yapı Ruhsatı Standardına İlişkin Tebliğ ile yapı ruhsatlarından imza hanelerinin kaldırılması üzerine Birliğimizce söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle dava açıldığı; yine davanın devamı esnasında 27.10.2018 tarih ve 30578 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik Yönetmeliği ile Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğine eklenen Ek-10 Yapı Ruhsatı Formunda imza hanelerine yer verilmemesi üzerine Yönetmelik değişikliğinin de iptali istemiyle Birliğimizce dava açıldığı; her iki davada da yapı ruhsatlarında fenni mesul, şantiye şefi ve proje müellifi meslektaşlarımızın imzalarının bulunma ve yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni formlarının bir örneğinin Birliğimize bağlı Odalara gönderilmesi zorunluluğuna işaret edilerek; eksik düzenleme niteliği taşıyan söz konusu düzenlemelerin yürütmesinin durdurulduğu; Anayasa ve 2577 sayılı Yasadan hareketle Danıştay kararlarının gereğinin gecikmeksizin yerine getirilmesi hususunda gereğinin yapılması gerektiği; Anayasa ve Yasa düzenlemelerinin açıklığına karşın 25.07.2019 tarih 30842 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Danıştay 6. Dairece verilen 2018/9566 esas ve 2018/5260 esas sayılı yürütmenin durdurulması karar gereklerinin yerine getirilmediği, aksine kararlarda hukuka aykırılığı açıkça ortaya konan ve yürütmesi durdurulan düzenlemelerin 25.07.2019 tarihli değişiklik ile aynı şekilde yeniden yürürlüğe konduğunun görüldüğü ve bu durumun Anayasaya ve bir bütün olarak hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiği; bu bakımdan söz konusu düzenlemeden biran evvel dönülerek Danıştay kararlarının yerine getirilme zorunluluğu ifade edilmişti.

Bakanlığınızca yargı makamlarınca defaatle ortaya konmuş olmasına karşın, hukuka aykırı düzenlemelerde ısrar edilmesi üzerine; Birliğimizce 25.07.2019 tarih 30842 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikteki aynı nitelikteki düzenlemelerin iptali istemiyle de dava açılmıştır.

Danıştay 6. Dairesince bir kez daha 2019/18154 esas sayılı dosyada “Anayasanın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.maddesi uyarınca davalı idarece yargı kararını gecikmeksizin yerine getirmek zorunda olmasına karşın Danıştay Altıncı Dairesinin 17.04.2019 tarih ve E:2018/5260 sayılı kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/09/2019 tarih ve E:2019/899 sayılı kararına, Danıştay Altıncı Dairesinin 18.02.2019 tarih ve E:2018/4999 sayılı kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/09/2019 tarih ve E:2019/845 sayılı kararına ve Danıştay Altıncı Dairesinin 24.04.2019 tarih ve E:2018/9566 sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Danıştay İdari dava Daireleri Kurulunun 16.10.2019 tarih ve E:2019/901 sayılı kararına aykırı olarak yapılan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle Planlı Alanlar Imar Yönetmeligi eki yapı ruhsatı formunda “yapı sahibinin, yapı müteahhidinin, santiye sefinin, yapı denetçilerinin ve proje müelliflerinin ıslak imzalarının” kaldırılmasına ve “inşaata başlama tarihi de işlenerek onaylı örneklerinin bir ay içinde ilgili meslek odasına gönderilmesine” şeklindeki eksik düzenleme yönünden yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bir kez daha ifade etmek gerekirse Anayasanın 138. maddesinde; “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” kuralı öngörülmüş; Yine 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinde de; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.” ifadesine yer verilmiştir. Kaldı ki, bu durumun Anayasanın 2. maddesinde öngörülen hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu da kuşkusuzdur.

Tüm bu hususlar dolayısıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca da Bakanlığınızın yapmış olduğu itiraz istemleri reddedilen Danıştay Daire kararlarının gereğinin gecikmeksizin ve değiştirilmeksizin yerine getirilmesi; hukuka aykırılığı ortaya konan ve yürütmesi durdurulan düzenlemelere dayalı uygulamalara bir an evvel son verilmesi; kararlarda belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden düzenleme yapılması gereğini, aksi halde kararın yerine getirilmemesine ilişkin hukuki yollara başvurulacağı hususunu bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,

Dersim GÜL
Genel Sekreter

Yazar- MO İstanbul 5 Mart 2020 Perşembe