Soma Felaketinin Üçüncü Yılında Güvenlik ve Çalışma Koşulları Cumhuriyet Tarihinin En Düşük Seviyesine Gerilemiştir

Yazar- MO İstanbul 12 Mayıs 2017 Cuma

Üç yıl önce, 13 Mayıs 2014’te, Manisa’nın Soma İlçesi’nde özel bir kömür ocağında meydana gelen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük maden ocağı kazası olan Soma faciasında kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Üç yüz bir maden emekçisinin hayatını kaybettiği felaketin üstünden geçen üç yılda asli sorumluluklarını devrederek bu cinayetlere sebep olanlar hala bağımsız yargıya ve topluma hesap vermemiş, yargılamalar tamamlanmamıştır.

Aynı yıl 13 Mayıs’ta Soma’da, 6 Eylül’de Mecidiyeköy’de ve 28 Ekim’de Ermenek’te yaşanan iş cinayetlerine sebep olan ve insan onuruna yakışmayan çalışma koşulları maden ocaklarında, şantiyelerde ve diğer sektörlerde mevcut olmasına karşın; taşeronlaşma, üretim zorlaması, bilim ve teknolojiye aykırı işletme yöntemleri ve denetim yetersizliği ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülmüştür.

2014’ten bu yana her yıl bin beş yüzün üzerinde emekçi yaşamını yitirmiş, 1970 işçinin yaşamını yitirdiği 2016 yılı ise Cumhuriyet tarihinin en çok işçi ölümünün yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçmiştir.

Sendikalaşmanın az, güvencesizliğin yaygın olduğu maden ocaklarında ve inşaat sahalarında yaşanan iş cinayetlerinin ardından çalışma koşullarında dair mevzuat pek çok kez değiştirilmiştir. Ancak bu değişiklikler, çalışma hayatını geliştirmek yerine Devletin işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili kamu adına yürütmekle sorumlu olduğu denetim görevlerini özel sektöre devretmek üzere gerçekleştirilmiştir. Özel sektörde ve kamuda taşeron işçi istihdamını yaygınlaştıran alt işveren sözleşmelerini ve uygulamalarını yasallaştırarak kalıcı hale getiren; taşeron sistemini güçlendiren, işverenleri iş cinayetlerinin sorumluluğundan kurtaran, işçilerin kiralanması ve köleleştirilmesinin; denetimsiz biçimde istihdam edilmesinin önünü açan bu yasal düzenlemeler 6552, 6645 ve 6715 Sayılı Torba Yasalar yürürlüğe sokularak gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise çalışanların güvencesi olan kıdem tazminatını, işveren yükümlülüğü olmaktan çıkararak fona devretmeyi öngören ve güvencesizliği artıracak olan yasa taslağına dair çalışmalar gündeme getirilmiştir.

Çalışma yaşamındaki sorunları daha da büyüten bu düzenlemeler; emekçilerin yaşamını piyasa inisiyatifine terk etmekte ve iş cinayetlerini artırmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ile Sosyal Sigortalar Kurumu verileri; emek, can güvenliği ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarını sermaye lehine göz ardı eden politikaların yansımasını gözler önüne sermektedir.

Felaketlerin üçüncü yılında, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren tüm emekçileri bir kez daha saygıyla anıyor, Mimarlar Odası olarak; insan onuruna yakışır çalışma koşullarının sağlandığı bir gelecek için mücadelemizi sürdüreceğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.

TMMOB MİMARLAR ODASI

 

Yazar- MO İstanbul 12 Mayıs 2017 Cuma