- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
Silgi
12 Kasım 2022… Frankfurt Tarih Müzesi’nin kitapçısı… Sergi katalogları ve anmalıklara göz ve gönül gezdirirken, üzerinde “Her şey silinip gidiyor” yazılı silgiler ilgimi çekti. Her şey silinip gidiyor!?…
Bugün, Frankfurt Tarih Müzesi’nde, “Her şey silinip gidiyor” sergisi açılıyor. Tarih Müzesi, 19. yüzyılda Frankfurt kentinin altüst oluşunu izleyen ve belgeleyen ressam Reifenstein’in resim ve notlarını sergiliyor…
***
Tarih Müzesi’nin sergiliğinde dolanıyorum. Panolarda Reifenstein’in resimleri ve notları… Birdenbire silgi geliyor aklıma: “Her şey silinip gidiyor…”
- yüzyılda Frankfurt kenti eşi görülmemiş bir hızla altüst oluyor.
Endüstrileşme ile birlikte kentin nüfusu hızla artıyor ve kent hızla büyüyor, binalar yıkılıyor, binalar dikiliyor, Frankfurt’un façası görülmemiş bir hızla değişiyor. Ressam Carl Theodor Reifenstein kentin hızla değişen façasını ve yıkımla tehdit altındaki binaları resim ve yazıyla tespit etmeyi deniyor. 1836 ve 1893 yılları arasında 2000 suluboya resim yapıyor ve 2400 sayfa dolusu not tutuyor. Değişimin hızına yetişmek kolay değil. Her şey silinip gidiyor…
***
Bu silinip gidişi görmek, anlamak için bir panodan ötekine sergiyi kolaçan ediyorum. Aklımda, üstünde “her şey silinip gidiyor” yazılı silgi… Panolarda Ressam Reifestein’ın, resimleri ve notlarından alıntılar… 19‘uncu yüzyıl… Frankfurt… Endüstrileşme… Kapitalizm… Kentlere akın… Toprak vurgunculuğu… Arsa spekülasyonu… Gotik… Romantik… Klasik… Acımasızca yıkımlar…Kent topraklarında paranın göz kamaştıran dansı… İnsanın kafasına bir sürü soru ve düşünce üşüşüyor…
21 Mayıs 1872… Ressam Reifenstein yazıyor:
“Her şey yerle bir oluyor, kentler birdenbire tanınmaz hale geliyor… Her şey silinip gidiyor…”
Panolarda, Frankfurt’un tarihsel planlarında, 19. yüzyıldan kalan, silinip gitmeyen binaları, yerleri arıyorum.
***
Sergiden çıkıyorum. Frankfurt’un tarihsel kent merkezinde, Römer Meydanı’ndayım. Silgi geliyor aklıma. Silgi, diyorum içimden, silip yok ederken kendisi de yok oluyor. Silgi’yi, silinip gideni, sileni düşünüyorum…
Meydan’ın ortasında durmuş, meydanı çevreleyen yapıları tek tek gözden geçiriyorum. Bu meydanda 19. yüzyıldan kalan, silinip yok olmayan ne var? İşte, diyorum, yeni tarih müzesi eklenen eski bina, Gotik Kilise (alte Nikolaikirche), Frankfurt Belediye Binası (Römer) hepi topu birkaç yapı. Onlar da 2. Dünya Savaşı’nda 1944’teki bomba yağmurlarıyla, büyük ölçüde yıkılmış, savaş sonrası onarılmış yapılar… Meydanı çevreleyen diğer yapılar savaş sonrası “yeni imar” döneminde dikilmiş…
Römer Meydanı’nda, 19. yüzyıldaki yıkımların ve 2. Dünya Savaşı’ndaki bomba yağmurlarının silip yok edemediği tek yapı, meydanın kendisi: şu an ortasında dikilip durduğum Römer Meydanı…
***
Kentler bir şekilde sürekli değişiyor. Bu değişimde (çok kez) varlığını koruyan -yağmalanmadıkça, bozulmadıkça- kamusal mekanlardır. Kentleri geçmişine bağlayan ve bir kente, bir semte karakterini veren ana ögedir kamusal mekanlar. Kamusal mekanları silinip yok edilen kentler belleğini yitirmiş insan gibidir.
***
Frankfurt’un Römer Meydanı’nın ortasında kentlerimizi düşünüyorum. Yok edilen tarihsel mimari kültür varlıklarını, yağmalanan bozulan tarihsel kamusal alanları…
Adına “kentsel dönüşüm” denen imar eylemi vandallık olmamalı.
Tarihsel kentlerimizdeki güzel mimari eserler, güzel kentsel dokular, özellikle güzel kamusal alanlar mimari kültür varlığı olarak korunmalı ve tarihsel kentler dikkatlice değişmeli ve dönüşmelidir.
Ne demiş Şair Melih Cevdet Anday:
“Denebilir ki, her kent çağa uyarak, demek yenileşerek, ırasalını (karakterini H.Ç.) korur, geçmişin gerçek güzellikleri onu ölümsüzleştirir.” (İstanbul Karşısında, Milliyet- Sanat Dergisi, 15 Temmuz 1986, s.2)