- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
Şener Özler’in Anısına, Bir Kız Kulesi Hayali
23 Mart 2000, Kız Kulesi’ni de kiç ettiler
Kentimizin geçmişine karşı umursamazca, kaba, yıkıcı bir tavır takınmak, hangi ruh halinin (kültür anlayışının) dışa vurmasıdır? Araştırılabilirdi, ama şu kadarı belli ki bu tür tavırların temelli nedeni değer bilmezliktir.
***
Pisa Kulesi, yıllardır koruma gündeminde bir numara: İlgililer ilgisizler, yetkililer yetkisizler, sorumlular sorumsuzlar Kule’yi kurtarmak için türlü çeşitli yollar öneriyor: kimi “kuleyi taş taş sökelim, başka yerde yeniden kuralım” diyor; kimi, “modern malzemeyle yeniden yapalım” diyor; kimi Pisalılar, “Pisa Kulesi Pisa Kulesidir” diyor; kimi Pisalılar, “Kule’yi önce yığın turizminin saldırısından kurtaralım” diyor ; kimi öyle yapalım diyor, kimi böyle… Yani, kamu alem Pisa Kulesi’ni tartışıyor. Yani, Pisa Kulesi’ne, kamu gözü önünde, öyle olur olmaz dokunamazsınız bile.
***
Bir de bizim Kız Kulesi’nin ‘restaurant’laştırılması için yapılan ‘imar faaliyeti’ üzerine oluşan kamuoyunu ve tartışma(!)’ları göz önüne getirelim:
Gazetenin biri ‘Kız Kulesi süsleniyor’ diye bir iri başlık attı ve bir de baktık ki Kız Kulesi ‘süs’lenmiş. Bu arada, Kız Kulesi nasıl olsa ‘süs’lenecek, hiç değilse göz göre göre uyduruk bir şey yapılmasın diye yetkililere öneride bulunan birkaç değer bilir insana kimse kulak asmadı ve hiç kimsenin gıkı çıkmadı.
Gene de gam yemezdik, güzel olsaydı, ama olmadı. Kamu gözü önünde, hem de ruhsatsız, bir oldu bitti kurnazlığıyla, Kız Kulesi’ni kiç ettiler.
Kiç: Firekçe’de (kitsch), yığın beğenisine yönelik, uyduruk, sözde sanat anlamına geliyor.
***
3 Ekim 2022
Şimdilerde Kız Kulesi tekrar restore ediliyor. Ne güzel!
Islahatçı, yenilikçi Sultan II. Mahmut dönemindeki gibi olacakmış. Neden olamasın! Ben yaptım oldu, dersin, olur.
Olur, olur amma…
İstanbul façası güzel bir kentsel manzaradır, hala… Bu manzarada Kız Kulesi – efsaneleriyle, tarihiyle, konumuyla – ana ögelerden; İstanbul manzarasına, imajına özgü işaret ve sembollerden, simgelerden biridir, yani onun simgesel karakteri önemlidir; yani Kız Kulesi’nin restorasyonu yaratıcılık ve fantezi gerektiren bir mimari eylem olmalıdır. Herhangi bir restorasyona başlamadan önce, açık fikir tartışmaları ve açık mimari yarışmalar ile yaratıcı düşünce harekete geçirilseydi… Kim bilir ne ilginç fikirler ortaya çıkardı. Kız Kulesi restorasyonu projesini bir yaratıcı tartışma ve yarışma sürecinde geliştirmek… Değmez miydi? Bir açık tartışma ve yarışma sürecinde İstanbul ahalisinin, mimarların, sairlerin, yazarların, çizerlerin, istavritlerin görüş ve önerilerini almaktan neden çekiniliyor acaba?
İstanbul meraklısı gezgin yoldaşım Barbara Çakır-Wahl ile Salacak’tan Kız Kulesi’ni, Haliç’te güneşin batışını seyrederken kurduğumuz bir Kız Kulesi hayalimiz vardı… Hayalimiz varlığını, anılarda, desenlerde sürdürecek… Kim bilir daha ne güzel hayaller kurulmuştur…
***
Henüz daha vakit varken… Henüz perdeler açılmadan… Henüz Kız Kulesi’nin başına külah konmadan…
Kız Kulesi restorasyon projesi için bir açık planlama süreci başlatılabilir, ülkesel veya ülkelerarası mimari yarışmalarla yaratıcı düşünce harekete geçirilebilir… Olmaz mı?
Biliyorum, büyük olaylarla sarsılan dünyamızda Kız Kulesi’nin restorasyonuna kimse kulak asmaz diyeceksiniz.
Ne diyelim… Ama, Kız Kulesi restorasyonu devam ediyor.