- Kamuoyuna Duyuru
- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
Sedef Adası ve Kaşık Adası’nı yapılaşmaya açacak SİT değişikliğiyle ilgili davada bilirkişi raporu hazırlandı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İstanbul’daki Sedef Adası ve Kaşık Adası’yla ilgili SİT değişikliği kararının iptaliyle ilgili davada bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, “Adalarda yapılaşma alanlarını ve dolayısıyla da gece veya gündüz nüfusunu arttırmak, depremin etkilerini kaçınılmaz olarak arttırıcı bir boyuta sahip olacaktır” denildi.
İstanbul’daki Prens Adaları’nın bir parçası olan Kaşık Adası ve Sedef Adası’nın doğal SİT alanı vasfı Bakanlık tarafından Ekim 2021’de “nitelikli doğal koruma alanı” ve “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak değiştirilmişti. Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’na (ETBAR) dayandırılan SİT derecesinin düşürülmesiyle adalarda yat limanı, turizm tesisi, tekne imal ve çekek yeri yapılabilecek, madencilik dahi yapılabilecekti.
ETBAR hazırlama işi Bakanlık tarafından 2014 yılında AKS isimli bir şirkete 137 bin TL’ye ihaleyle verilmiş, bu şirket de İstanbul’da toplam büyüklüğü 58 bin 621 hektar olan 506 doğal SİT alanı için 370 günde rapor hazırlamıştı.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de Bakanlığın iki adayla ilgili SİT derecesi değişikliğine yönelik kararının durdurulması ve iptal edilmesi için dava açmıştı. İstanbul 12’nci İdare Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında keşif yapıldı. İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden beş akademisyenin hazırladığı bilirkişi raporundan öne çıkan tespitler şöyle:
- Adaların topoğrafik yapısı ve rüzgar etkileşimi ile birlikte, olası inşaat çalışmalarından kaynaklı hava/toz kirliliği adalara yayılacak ve korunan alanlardaki doğal ortamlara zarar verecek. Sedef Ada’sında ağaç dokusunun kaybının ötesinde 19 metre yüksekliğe ulaşan topoğrafik yapıda hafriyat, kazı-dolgu işlemlerini beraberinde getirecek. Kaşık Adası’ndaysa imara açılmak istenen alan adanın tam merkezinde yer aldığı için habitat parçalanmasına neden olacak.
- Yoğun bitkisel doku ve ağaç varlığına sahip olan ada sisteminin bileşenlerinde değişikliklere gitmek sadece adaların değil İstanbul ekosistemi açısından da geri dönülemez kritik sonuçlar verebilir.
- Adalar sismik konum açısından 1’nci derece tehlikeli deprem bölgesi içinde yer alıyor. Prens Adaları, Marmara Denizi içinden geçen faylardan birine kendi adını verecek kadar sismik yapı ile etkileşim içerisinde. Prens Adaları Fayı, iki adaya da ortalama 8 km’lik bir mesafede bulunuyor. Adalarda yapılaşma alanlarını ve dolayısıyla da gece veya gündüz nüfusunu arttırmak, depremin etkilerini kaçınılmaz olarak arttırıcı bir boyuta sahip olacak.
- 2020 tarihli Adalar Tsunami Risk Analizi ve Eylem Planı Kitapçığı’na göre deniz altı heyelanı ile oluşan tsunami dalgaları, sismik kaynaklı tsunami dalgalarından daha yüksek ve diktir. Deniz altı heyelanı modeline göre, Kaşık Adası yüzde 40 ile en fazla su basma alanı yüzdesine sahip. Sedef Adası’nda ise su basma derinliği en fazla 12,23 metre. Su basma alanı ise adanın yüzde 23,49’una denk geliyor.
- İnşaat çalışmaları ve turizm faaliyetlerinden kaynaklı olarak artacak kullanıcı miktarının ada için tehlikeyi arttırabileceği değerlendirilmektedir.
Bilirkişi heyeti, ETBAR’la ilgili tespitlerde de bulundu. Heyet, ETBAR’ın ada ekosistemlerinin özgünlüklerine rağmen ekolojik dirençlerinin düşük olduğuna vurgu yaptığını, ancak diğer taraftan da rapor önerisinde adaları daha da kırılgan hale getirecek şekilde koruma statülerini düşürdüğünü belirtti. Heyetin aktardığına göre, flora, fauna, deniz ve kara ekosistemine dair kritik önem düzeyine sahip konular hakkında yeterli ayrıntıda ve hassasiyette inceleme ve araştırma da yapılmamış.
Nadir köpek balıklarının üreme alanı
Bilirkişi raporunda, ETBAR’da denizel alanın 47,71 hektar olduğu ve tüm alanın yüzde 6,08’ini oluşturduğu belirtildi. Buna rağmen denizel ortamda bulunan ve sayıları 2 bin ila 3 bine ulaşan memeli, balık ve omurgasız türleri üzerine bir araştırma gerçekleştirilmediği ve türlerin listelenmediği ortaya çıktı. Heyet, Adalar bölgesinin ‘Oxynotus centrina – Raja radula – Squalus acanthias’ gibi nadir köpekbalıklarının önemli üreme alanlarından biri olduğunu belirterek, raporda bundan da bahsedilmediğini aktardı.
Kış mevsiminde araştırma yok
Bilirkişiler, ETBAR hazırlanırken tutulan arazi tutanaklarının kopyalarını da inceledi. Tutanak tarihlerinin 20 Mayıs 2014, 24 Ağustos 2014, 23 Ekim 2014 ve 28 Ekim 2014 olduğunu belirten heyet, araştırmanın yaz, sonbahar ve ilkbahar mevsimlerini kapsadığını, rapor hazırlanırken en az ardışık dört mevsim kuralına uyulmadığını kaydetti.