- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
Rant Politikaları Ve Plansız Kentleşme Afetlere Davetiye Çıkarıyor!
İstanbul’da dün ve bugün yaşanan yoğun yağış, şehirdeki alt yapı eksikliği nedeniyle taşkınlara sebep olmuş, kent yaşamını felç etmiştir. İstanbul’da ve Kırklareli’nde yaşanan selde yurttaşlarımız yaşamlarını yitirmiştir.
İstanbul’da kent yapılaşması bütünüyle betonlaşma ve asfalt üzerine oluşturulmuştur. Yeşil alanların hızla ve bütünüyle yapılaşmaya açılması, kent ormanlarının yok edilmesi şehirlerimizin doğal dokusunu ortadan kaldırmıştır. Doğayla barışık olmayan bu kentsel yapılaşma nedeniyle, yağış ve yüzey suları toprak tarafından emilememekte, hızla akışa geçerek sellere neden olmaktadır.
İstanbul’u teslim alan bu rant politikaları, suların doğal akış yolları olan dere yataklarının ve taşkın alanlarının bile yapılaşmaya açılmasına neden olarak, felaketin boyutlarını daha da artırmaktadır. Plansız ve çarpık kentleşme, tarım arazileri üzerine kurulan yerleşim yerleri, yok edilen orman alanları, bilinçsizce müdahale edilen dere yatakları ve kıyılar yaşadığımız felaketlerin temel nedenidir. Sorumlu da yağmur suları değil, hükümet ve yerel yönetimlerdir.
Özellikle AKP iktidarının hem seçim hem de ‘övünç’ projeleri olan Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi, Kayaşehir Metrosu, Yeni Havalimanı gibi yerlerde de su baskınlarının yaşanması bu durumun en acı göstergelerinden biridir.
Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi taşkın koruma geliştirme alanı içerisinde yer almaktadır. Menekşe ve Hasanoğlu dereleri hastane sahasının sırasıyla doğru ve batısında yer almaktadır. TMMOB olarak dere yatağı ve havza alanı içerisinde yer alan hastane projesi ile ilgili uyarılarımızı birçok kez dile getirdik.
Aynı şekilde İstanbul Havalimanı ile ilgili birçok teknik rapor ve açıklama yayınladık. İstanbul Havalimanı proje sahasının, İstanbul’a kullanım suyunun büyük bir kısmını sağlayan Terkos Barajının orta ve uzun mesafe koruma alanları ve su havzaları içinde kaldığını belirttik.
Plansızlığın yol açtığı felaketlere, iktidar eliyle üretilen mega projeler zemin hazırlamakta ve kamusal alanlarımız da bu rantçı anlayışla yok edilmektedir.
Yıllardır AKP İktidarının ve yerel yönetimlerin, şehirlerin gelişimi konusunda almış olduğu kararların büyük bir kısmı TMMOB tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir. TMMOB, temelini bilimden almayan ve kamu yararı gözetmeyen hiçbir kararı onaylamamaktadır. Bugün yaşanan durum şehir ve ülke yöneticilerinin mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı meslekleriyle bağdaşmayan tutumlarını gözler önüne sermektedir. Yine bugün gelinen durum ve halkın yaşadığı olumsuz koşulların düzenli olarak tekrar ediyor oluşu TMMOB’nin yöneticilere olan eleştirilerinde haklı olduğunu kanıtlamaktadır.
Bir kez daha hatırlatıyoruz, doğal olayların olumsuz etkileri önlenebilirdir. Planlama ve denetleme mekanizmalarının etkin kullanımı, düzenli şehirleşme, rant odaklı değil kamu yararını gözeten ve doğadan yana tavır alan projelendirme bugün yaşananların bir daha tekrar etmemesini sağlayacaktır.
Daha büyük felaketler yaşanmaması için bugüne kadar sürdürülen ranta dayalı kentleşme anlayışı derhal sona erdirilmelidir.
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU