- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
“Mükemmel; Mükemmele Ulaşma Çabasının Kendisidir…”-Merak Olgusu:0002-
Bu önerme, üzerinde biraz düşününce “Mükemmelin asla olgusal(Olgu Birikimsel/Ontolojik) bir varlık kazanamayan; daima eksik kalan ve eksikliğini kendi varlığında bilişsel(Bilgi Birikimsel/Epistemolojik) olarak taşıyan…” kavramsal bir durum olduğunun farkına varabiliriz.
Belki de “Mükemmellik Takıntısı” denilen rahatsızlığın bir kaynağı da bu olabilir…
“Eksiklik Hissi” ve ardından gelen “Eksikliği Tamamlama Davranışı” kesintisiz bir biçimde; bizleri bir noktadan başka bir noktaya ya taşıyor ya da sürüklüyordur… Ve biz bu sürüklenmeye “Merak işte…”, deyip geçiyor olabiliriz…
Süreçleri ve sonuçları açısından merak öykülerinin farklı çeşitleriyle karşılaşmış olabilirsiniz… Bir çocuğun, bir kedinin, bir öğrencinin, bir bilim insanının arayışları sırasında başlarından geçenler; tatlı, acı, komik öykülere konu olmuşladır. Hatta kendi yaşamamız boyunca başımızdan geçenleri de benzer merak türlerinden sayabiliriz…
Hatta bildiklerimize Sosyal Medya’da karşılaştıklarımızı da ilginç merak öyküleri arasına katabiliriz.
Örneğin günümüze kadar “Merak” ile ilgili nörolojik araştırmalarda beynin hangi bölgesinde elektro-kimyasal/elektro-fiziksel hareketlenmeler olduğu da incelenmiş ve uzun ve ayrıntılı raporlar yayınlanmış durumda…
Küçük bir çocuğun ve yavru bir kedinin “Meraklı davranış görüntüleri” komiklik açısından benzerlik taşıyor olsa da; nitelik açısından kıyaslanamayacak derecede farklı süreçler içermektedir…
Bu açıdan “Merakın Niteliği” merak edenin sahip olduğu “Olgu Birikimsel” ve “Bilgi Birikimsel” nitelikleriyle doğru orantılı sonuçları olması açısından önem taşımaktadır…
Zaman içinde edindiğimiz deneyimlerle, ilgi alanlarımızı sınıflandırmak ve ağırlık kazanan özelliklerimize uygun merak biçimleri geliştirmek; kişisel kimliğimizi olgunlaştırıp “Aidiyet Kimliği” haline getirmek; bunun da “Kişiliğimizi, olgunluk aşamasına getirmek…” için bir araç niteliği taşımaktadır…
Kendi yaşamımız boyunca; kendi kendimizin farkına vardığımız ilk çocukluk yıllarından bu yana hangi/nasıl/ne tür/niçin/neden, vb… merak öyküleri biriktirdiğimizi ve her bir dönem içinde nasıl bir gelişme çizgisi oluşturduğumuzu; kısa notlar halinde yazmaya çalıştığımızda acı, tatlı, komik deneyimlerden geçtiğimizin yol haritasını da çıkarabiliriz.
Bu birikimlerle günümüze ulaştığımızda ise merakın yaşamımızda yol açtığı değişikliklerin kendimizde bir “Merak Kimliği” geliştirdiğimizin farkına varabiliriz…
En meraksızımızın bile aslında bir yığın merak öyküsüne sahip olduğu gerçeğinin şaşırtıcı derecede merak edilesi bir yaşam öykülerine sahip olduğumuzu unutmamalıyız… En meraksızımızın bile!…
Bir yere bir mimari proje çizerken; “Nereye?” merak sorusu; bizi “Vaziyet Planı”na kadar götürmez mi?..
Kimbilir çalışırken, karşımıza çıkan sorunlar karşısında aklımızı meşgul eden hangi merak sorularını peşpeşe yanıtlayarak çizimlerimizi tamamlıyoruz…
Yeter mi; hayır!…
Çünkü projenin son işlerini tamamladıktan sonra; bir başka heyecan süreci başlar; “Acaba çizdiğim projem yerinde nasıl uygulanacak?…”
Tek tesellimiz; “Mükemmel; Mükemmele Ulaşma Çabasının Kendisidir…”
Bir sonraki proje sürecine, kaldığımız yerden; yani kendi kendimize eksiklerimizi gidermek için sorduğumuz yeni meraklı sorularımızla hazırlanırız…
Yeni yılı yeni meraklarımızla tanıştıralım; yani “Eksikliksizlik Arayışı”na devam…