- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
Karadeniz’de Uygulanan Akıl ve Bilim Dışı Politikalar Nedeni ile Afet Riskleri Artmaktadır!
5 Ağustos 2019
Düzce İli Cumayeri ve Akçakoca İlçelerinde 17-18 Temmuz 2019 tarihlerinde gerçekleşen yoğun yağışların ardından; Melen Çayı havzasında bulunan Dokuzdeğirmen, Uğurlu, Esmahanım ve Melenağzı Köylerinde yaşanan heyelan ve sel felaketlerinde; 4’ü çocuk 7 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, pek çok yurttaşımız yaralanmış ve yerleşim yerleri ile tarım arazileri zarar görmüştür. Felaketlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı diliyoruz.
Karadeniz Bölgesi’nde daha önce de Samsun, Artvin, Trabzon ve daha pek çok yerleşim yerinde yıkımlara sebep olan merkezi ve yerel yönetim politikaları, yaşanan acılara ve kayıplara rağmen sürdürülmektedir.
Bölgede Sahil Yolu Projesi ile başlayan tahribat; nükleer santral, hidroelektrik santral (HES), termik santral inşaatları; dere yataklarının ıslahı, kaçak yapılaşma, deniz dolgu alanları oluşturulması, madencilik ve taş ocağı faaliyetleri ile giderek artmaktadır. Bu projeler ve kaçak yapılaşmalarla; doğal çevre tahribatı büyürken afet riski, kamu yatırımları yoluyla artırılmaktadır. Akarsular üzerinde birbiri ardına hiçbir bilimsel araştırmaya dayanmadan teknik ilkelere aykırı biçimde uygulanan ıslah çalışmaları ile dereler bir kanala alınarak kıvrımları ve menderesleri yok edilmekte, akarsu yatakları düzleştirilerek akış hızı artırılmaktadır.
Düzce’de; Melen Çayı havzasında akarsu yatağının imara açılması ve imar affı yoluyla kaçak yapılaşmaya izin verilmesi, ormanlık alanların fındık dikimi için tahrip edilmesi, madencilik faaliyetleri için ağaçların kesilerek bölgenin heyelana açık hale getirilmesi, HES ve baraj projeleri için Çayın akış rejiminin bozulması; yerleşim yerlerini afetlere karşı savunmasız bırakmış ve yaşanan felakete neden olmuştur.
Ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerden olan Marmara Depremlerinin 20.yıldönümü yaklaşırken; afet risklerini azaltacak önlemler alınmamaktadır. Bilimsel planlamaya dayanmayan yatırım kararları ile ormanlar, kıyılar, meralar, yaylalar, kışlaklar ve koruma alanları sistemli bir şekilde rant alanı haline getirilmekte; doğal değerlerini yitirerek afetlere açık ve güvensiz hale gelen kentlerimizde yaşanan sel ve heyelan felaketleri giderek artmaktadır.
Mimarlar Odası olarak kentlerimizin sağlıklı ve güvenli gelişimi için; afet risklerini arttıran merkezi ve yerel yönetim politikalarına karşı mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. Bu konudaki deneyim, birikim ve bilgilerimizi afet baskısı altındaki kentlerimiz için toplum yararına kullanacağımızı vurguluyoruz.
Bu kapsamda Düzce’de yaşanan felakete ilişkin yerinde yapılan gözlem, tespit ve değerlendirmelere dayanarak hazırladığımız “Düzce Afet Değerlendirme Raporu”nu kamuoyu ile paylaşıyoruz.
TMMOB MİMARLAR ODASI
Rapor için tıklayınız…