- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
İstanbul’un Sahibi Kim?
Ben.
Dostlarımda gayrı ne dikili bir ağacım, ne villam, ne gecekondum, ne de bir gök tırmalayanım var İstanbulda. Bir kedim bile yok ama İstanbul’un sahibi ben’im.
Çünkü, İstanbul’u benimsiyorum.
Bu çok dilli, çok dinli, ‘insan madeni’ kent; beni yoğurmuş, adam etmiş ve bir dünya yurttaşı yapmış.
Ben Aslen Taşralıyım.
Yalnız ben mi, bütün İstanbullular taşralı.
Üç aşağı beş yukarı 2700 yıl önce, Sarayburnunda Bizantion’u kuranlar taşralıydı. Bundan bin yıl sonra Konstantinopel’i kuranlar da öyle. Osmanlılar da taşralıydı. Evliya Çelebi, fetihten sonra İstanbul’a getirilip yerleştirilen ve gelip yerleşenleri saymakla bitiremez.
“Bir tren bölmesinde iki kişi; ne geçmişlerini, ne soysoplarını, ne de nereye gittiklerini biliyoruz. Babalarının malı gibi bölmeye yerleşiyorlar. Boş koltuklarda gazeteler, el çantaları, paltolar… Bölmenin kapısı açılıyor, iki yeni yolcu biniyor. Öncekiler gelenleri selamlamıyor bile. İsteksizce, koltukların üzerinden öteberiyi topluyorlar. Yeni gelenlere karşı mal sahibi gibi davranıyorlar. Onları istilacı gibi görüyorlar… Biraz sonra iki yeni yolcu bölmenin kapısını açıyor. Bir anda daha biraz önce binenlerin durumu değişiyor. Biraz önce işgalci durumunda olanlar, göz açıp kapayıncaya kadar mal sahibi kesiliyorlar.” (H.M. Enzensberg, Büyük Göç)
Kentimize Karşı Tavrımız
Bir kentin kültür düzeyinin göstergeleri neler olabilir?
Sözgelimi, bir kentte kişi başına düşen otomobil sayısı veya otopark veya büro alanı, o kentin kültür düzeyinin göstergeleri olabilir mi? Olur diyenler çıkabilir. Bir kentte; tiyatroya, konsere, operaya, müzeye, sinemaya, sergiye, okula, üniversiteye gidenlerin veya satılan gazete, dergi ve kitap sayısı, o kentin kültür düzeyinin göstergeleridir diyenler de var.
Ama bir kentin kültür düzeyinin asıl göstergesi, o kentlinin kentine karşı takındığı TAVIR’dır.
O TAVIR, kendisini bütün kentte gösterir.
Asırlık At Kestanesi
Dün Frankfurt’un Sachsenhausen semtinde, asırlık bir at kestanesi, bir ulu kavak ve güngörmüş üç ağaç kesilmiş. Ağaçlar, şimdi müze olan Liebighaus’un bahçesindeymiş. Yerlerine müzenin ek yapıları kondurulacakmış. Semt sakinlerinin kurduğu “At Kestanesinin Kesimini Önleme Girişimi” kesime karşı çıkmış.
Gazeteler yazdı, girişimin sözcüsü şöyle diyor:
“-Burada çocuklar oynuyordu. Kendisi bir müze olan bu parka kıyılır mı?
Her gün bu parktan geçerek işine giden biri, ağaçları kesmekle görevlendirilen gence bağırıyordu.
-Bu utanç verici bir tavır. Bu ağaçlara nasıl kıyılır?
Ağaçları daha fidanken tanıyan yaşlı bir kadın, bir kenarda durmuş, üzgün bakışlarla kesimi izliyordu.”
Gürültülü Geceler
“…Kuzey bölgeleri parçalı, radyoaktif bulutlu, yer yer asitli yağmurlu; güney öldürücü güneşli; kuzeybatı kirli, kömür kokulu; orta bölgeler zehirli, geceler gürültülü…” (Henüz okunmamış olan hava raporundan bir bölüm)
Hepsi tamam da şu ‘gürültülü geceler’ neyin nesi demeyin! O türden geceler yüzünden Nordrhein-Westfalen (NRW) Ulaştırma Bakanı mahkemelik oldu.
Gazeteden okuyoruz: “NRW Gürültüden Korunma Derneği, Köln-Bonn Havalimanı’ndan yapılan gece uçuşlarının gürültüsünün çıldırtıcı ve hasta edici olduğu savıyla, Ulaştırma Bakanı’nı NRW kadılığına şikayet etti.”
Frankfurt’a Hoşgeldiniz
Wilkommen in Ftankfurt
Frankfurt’un Güney-Bockenheim Mahallesindeki “Trafik Girişimi” de dışarıdan gelip mahalle sokaklarını işgal eden otomobilleri dert edinmiş, yıllardır uğraşıyor.
Geçenlerde mahalleliyi, yetkililerle yapacakları bir tartışma toplantısına çağırdılar.
“Sevgili komşular; kentimizi yönetenler dört yıl önce mahallemizi dışarıdan gelen otomobillerin istilasından kurtaracağına, yayalara ve bisikletlilere trafikte eşit haklar sağlayacağına, otomobillerin yarattığı hava kirlenmesini azaltacağına ve sokaklarımızı bir buluşma ve dinlenme yeri yapacağına söz vermişti. Umutlarımız boşa çıktı. Mahallemizin sokaklarında otomobillerin istilası sürüyor. Sizleri, yetkililer ile yapacağımız tartışma toplantısına çağırıyoruz.”
Eylül 2024, 1993 Notlarından
Hasan Çakır