- Kamuoyuna Duyuru
- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz!
İktidar, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesine yönelik girişimler içinde bulunurken her gün kadınlar şiddet görmeye devam ediyor ve yaşam hakları erkekler tarafından ellerinden alınıyor. Daha çok yakın bir zamanda kanımızı donduran, bu ülkede yaşayan sadece kadınların değil büyük bir çoğunluğun öfkesini ortaya koyduğu Pınar Gültekin cinayeti yaşanmadı mı? Buna rağmen kadınlarımız meydanlarda sadece seslerini duyurmak için yaptıkları forumların, açıklamaların ardından hukuksuz ve keyfi bir yaklaşımla gözaltına alındılar. Bilinmelidir ki kadınlar bu meşru haklarını savunmaktan asla vazgeçmeyeceklerdir! Bu vahim olayı protesto etmemiz, bir daha yaşanmaması için ve yaşam hakkımızı savunmak için bir araya gelmemiz suç değildir! Bu hakkı düzenleyen sözleşmenin uygulanmasını, bileşenleri olarak yüksek sesle dile getirmemiz suç değildir!
Peki, Nedir İstanbul Sözleşmesi?
Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan “Kadına Yönelik Şiddetin ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Sözleşme”, konseyin 2011’de İstanbul’da düzenlediği toplantıda imzaya açılmıştır. Türkiye, 1945’ten bu yana Birleşmiş Milletler (BM), 1949’dan bu yana Avrupa Konseyi üyesidir. BM’nin 9 temel insan hakları sözleşmelerinden biri olan “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)” Türkiye tarafından 1985’te imzalanmıştır. İstanbul Sözleşmesi, CEDAW’ın eksiklerini kapatan ve kadına yönelik şiddetin ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet temelli olduğunu kabul eden ilk sözleşmedir. Türkiye, uzun emekler sonucu ortaya çıkan sözleşmenin hazırlanmasında bizzat bulunmuş 10 kurucu üyeden biridir. Sözleşme 2014 yılında yürürlüğe girmiş ve 2020 yılı itibariyle 45 devlet ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmış, 34 ülkece onaylanmıştır. İstanbul Sözleşmesi; aynı zamanda uluslararası hukukta şiddetin, kadın-erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ve fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet tanımlarıyla her tür şiddetle mücadele konusunda “önleme, koruma, yargılama ve destek politikalarından” oluşan dört temel yaklaşım içeren özel bir sözleşmedir.
İstanbul Sözleşmesi Kazanımları Nelerdir?
Bu kapsamda sözleşme; Türkiye’de 6284 numaralı AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN’un çıkmasını sağlamıştır. Tarafların mağdurlara özel destek hizmetleri vermesi (ŞÖNİM), sığınma evlerinin oluşturulması (KADIN KONUK EVLERİ), telefon yardım hatlarının oluşturulması (ALO 183), cinsel şiddet mağdurlarına tıbbi ve danışmanlık desteği, çocuk tanıkların korunması, üçüncü şahısların veya profesyonel kadroların makul gerekçelerle yetkili kurumlara haber vermesinin önündeki engellerin kaldırılması konularında düzenlemeler içermektedir.
İstanbul Sözleşmesi, Madde 23: BARINAKLAR: Taraflar mağdurlara ve özellikle kadın ve çocuklara, kalacak güvenli yer sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda kolayca erişilebilir barınaklar oluşturmak ve mağdurların yardımına proaktif bir biçimde koşmak üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
Sözleşme şiddet odağında dursa da eşitlik ve özgürlük temelli evrensel bir politika gütmektedir.
İstanbul Sözleşmesi Ne Değildir?
Sözleşmenin feshedilmesi için ortaya konan tartışmalar, iddialar manipülatif ve akıl dışıdır. Sözleşme aile kurumu hakkında görüş/fikir bildirmez. Sözleşme ithal değildir. Sözleşme tepeden inme değildir. Sözleşme emperyalist değildir. Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmeyi amaçlamaz. Sözleşme belli bir cinsiyet, cinsel yönelim hakkında kanaat/görüş/ikna sunmaz. Sözleşme cinsiyeti bozmaz. Sözleşme aile içi şiddeti artırmaz. Sözleşme, şiddeti ve kadın cinayetlerini çoğaltmaz.
İstanbul Sözleşmesi’nden Kolayca Çıkılabilir mi?
Anayasa’nın 11. Maddesi uyarınca, İstanbul Sözleşmesi hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Sözleşmeden TBMM onayı alınmadan, tek başına Cumhurbaşkanı isteğiyle kolayca çıkılamaz. Ayrıca sözleşmeden çekilme hamlesi, iktidarın ülke içi antidemokratik, laiklik karşıtı, yapboz politikalarından da bağımsız değildir.
İstanbul Sözleşmesi Hakkında Halkın Büyük Parçası Kadın ve LGBTİQ+ Örgütleri Dinlenmelidir!
Eşitlikçi ve adil bir dünya için, her türlü şiddetten uzak bir yaşam sürebilmek için hayati değeri olan bu sözleşmenin sadece Türkiye’de değil sözleşmeyi henüz imzalamayan, imzalayan ama uygulamayan tüm ülkelerdeki kadınların ve LGBTİQ+ bireylerin yan yana ve güçlü bir mücadele ağı kurmaları ve yürütmeleri gerektiğini vurgulamak istiyoruz.
BİZ KADINLAR HAYATI İSTİYORUZ!
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULA!
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Çalışma Grubu