- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Tesisi Olarak Kalmalıdır!
Yaklaşık 6 aydır yoğun bir tehdit şeklinde deneyimlediğimiz pandemi sürecinde, sağlık politikalarının önemi ve sağlık tesislerine olan ihtiyaç tüm toplum için daha da belirgin hale gelmiştir. Bu bağlamda ülkenin her yerinde kullanıma giren sağlık tesislerinin, halk sağlığı açısından önemi tartışılamaz.
Kamu arazilerinin tahsisinde, temel ihtiyaçların ve ihtiyaca bağlı önceliklerin ortaya konması ve tahsislerin bu öncelikler dikkate alınarak gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Pandemi sürecinde, kent içinde erişilebilir, adil ve rasyonel yer seçimi kriterleriyle seçilen, özelleştirme politikalarına alet edilmeyen, turizm ve ticaret aracı olarak görülmeyen, doğrudan devletin ve ilgili diğer kamu idarelerinin yönetimi altında olan sağlık tesislerinin inşası, sağlık politikası içinde en temel ihtiyaçlardan biri olarak yükselmiştir.
Bu durumun en son örneği Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsisidir. 1924 yılında Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olarak açılan ve 2005 yılından bu yana kapalı olan Heybeliada Sanatoryumu Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından 2018 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmiştir. 200 dönümlük alanın Sanatoryum binasının da içinde olduğu yaklaşık 134 dönümlük bölümünün tahsisi, 2019 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından kaldırılmış, yaklaşık 60 dönümlük arazi Diyanet İşleri Başkanlığı’nda kalmıştır. O tarihlerden bu yana zaman zaman gündeme gelmiş olmakla birlikte, tümüyle bir belirsizliğe terk edilmiştir. Bina, özellikle halen geçerli olan doğal ventilasyon kurallarına göre yüksek tavanlı ve özel pencereleri ile her türlü bulaşıcı hastalık düşünülerek inşa edilmiştir. Bugün inşa edilen, modern ventilasyonlu ama açılmayan pencereli binalardan daha güvenli olduğu söylenebilir. Bulunduğu ormanlık ve esintili bölge de özel olarak seçilmiştir.
Bir yandan eşsiz bir kültür mirası olması nedeniyle korunması, içinde bulunan tüm yapıları ile birlikte restore edilerek geleceğe aktarılması gerekmekte; diğer yandan tüm dünyayı derinden etkileyen COVID-19 salgını nedeniyle, sağlık tesisleri altyapısının güçlendirilmesi açısından da sağlık fonksiyonu ile devam etmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda, Heybeliada Sanatoryumu’nun yeniden Sağlık Bakanlığı’na devredilerek gerekli restorasyon işlemlerinin yapılarak yenilenmesi, böylelikle yeniden aslına uygun bir hastane ve bu dönemin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere bir pandemi merkezi haline getirilmesi sağlanmalıdır. Belirsiz bir zaman dilimini kapsayan pandemi koşullarında, her türlü sağlık tesisinin kullanıma hazır hâle getirilmesi bir zorunluluktur.
Bizler, sağlık alanında uzun zamandan bu yana sürdürülmekte olan, inşaat, arazi tahsisleri, şirketleşme ve ticarileşmeye dayalı politikaları reddettiğimizi, rant odaklı değil, kamu odaklı politikalara ivedilikle sahip çıkılması gerektiğini ve konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha önemle vurguluyoruz.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
İstanbul Tabip Odası
Türk Toraks Derneği İstanbul Şubesi
İstanbul Barosu
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri