Güvensiz ve Denetimsiz Maden Ocaklarında Yaşanan İş Cinayetleri Kabul Edilemez!

Yazar- MO İstanbul 17 Ekim 2022 Pazartesi

Bartın’ın Amasra İlçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi kömür ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen patlamada, şimdiye kadar 28 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmış, onlarca işçiden ise henüz haber alınamamıştır. Patlamanın meydana geldiği saatlerde 87 işçinin olduğu açıklanan ocakta, daha sonra 110 işçinin çalıştığı paylaşılmış; AFAD tarafından patlamanın trafo kaynaklı olduğu bilgisi duyurulduktan sonra bu açıklama kaldırılarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından grizu patlaması olduğu açıklanmıştır.

Yaşanan büyük acı nedeniyle kaybettiğimiz maden emekçilerini saygıyla anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı diliyor, maden ocağında mahsur kalan emekçilerin bir an önce kurtarılmalarını ve yaralıların sağlığına kavuşmalarını diliyoruz.

Yaşanan facianın ardından Sayıştay’ın, 2017 ve 2019 yıllarında düzenlenen raporlarda; Bartın’daki maden ocağında -300 metre derinlikte üretim yapılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, bu durumun grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olduğu, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yeterli olmadığı ve önlem alınması gerektiği konusunda uyarılarda bulunduğu ortaya çıkmıştır. 5 Ekim 2022 tarihinde ise yine Sayıştay denetçileri tarafından kazanın yaşandığı ocakta inceleme yapıldığı bilinmektedir.

2014 yılında Soma’da Cumhuriyet tarihinin en büyük maden faciasında 301; Ermenek’te 18 maden emekçisinin hayatını kaybetmesinin ardından geçen sekiz yılda yaşanan iş cinayetlerine neden olan koşullar devam etmektedir. Sermaye, kâr hırsı ve üretimin artırılması baskısıyla çalışanları sendikasızlaştırarak taşeronlaştırmakta iken; kamu adına denetim ve gözetim görevlerini özel sektöre devreden iktidar, yetersiz güvenlik önlemlerini göz ardı etmektedir.

Kazı ve kömür çıkarma faaliyetleri sırasında güvenlik sağlanması amacıyla yürütülmesi gereken sondaj çalışmaları bilime ve tekniğe uygun biçimde yapılmamakta; yürütüldüğü işletme sahalarında maden üretim faaliyetleri etkin biçimde denetlenmemektedir.

Emeğe dayalı çalışmanın yoğun olduğu ve ülkemizde iş cinayetlerinin en çok yaşandığı madencilik sektöründe; özelleştirme araçları olarak devreye sokulan hizmet alımı, taşeronlaşma, üretim zorlaması, bilim ve teknolojiye aykırı işletme yöntemleri ve denetim yetersizliği giderek ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülmektedir.

Devlet; çalışan sağlığı ve güvenliğini korumak, nitelikli, adil ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarını sağlamak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Çalışma yaşamına, işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik düzenlemelerin, alınacak önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek oluşturulması; sosyal devlet anlayışıyla geliştirilecek politikalarda bilim insanlarının, meslek odalarının, akademik kuruluşların ve tüm ilgili kesimlerin koordinasyonunun ve işbirliğinin sağlanması gözetilmelidir.

Mimarlar Odası olarak; Soma’da, Ermenek’te ve son olarak Bartın’da kaybettiğimiz ve iş cinayetlerine kurban edilen bütün emekçilerimizi bir kez daha saygı ile anıyoruz. Bu vesile ile asli sorumluluklarını devrederek iş cinayetlerine neden olan sorumluların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.

TMMOB MİMARLAR ODASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU

Yazar- MO İstanbul 17 Ekim 2022 Pazartesi