Dünyayı Deǧiştirmeliyiz

Yazar- Hasan Çakır 3 Temmuz 2020 Cuma

Modern mimarinin öncülerinden Oscar Niemeyer, 2012’de, 104 yaşında, yeryüzünden ayrıldı. O’nun en son yapıtlarından biri de dünyaya ve mimarlıǧa bakışının billurlaştıǧı bir kitap: “Dünyayı Deǧiştirmeliyiz“

O. Niemeyer kitabına önsöz olarak Nâzım Hikmet’in bir şiirini almış:

Yaşamak şakaya gelmez

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

(…)

yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

                     yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye deǧil,

ölmekten korktuǧun halde,

                     ölüme inanmadıǧın için,

yaşamak, yani aǧır bastıǧından

İlk okuduǧumda hemen yoldaş kitaplarım arasına aldıǧım “Dünyayı Deǧiştirmeliyiz“i, epeydir Mimar Refael Avidor ile birlikte Türkçe‘ye çevirmeye çalışıyoruz. Keyifli bir uǧraş… Bu arada, çeviriciliǧin ne kadar önemli bir sanat olduǧunu farkettim: öyle ‘çevir gitsin‘ ile olmuyor güzel çeviri.

İşte ilk bölüm, tadımlık… Mimarlara Mektup okuyucuları ile paylaşmak istiyorum.

***

Fantezi?…

Elimle havaya çiziyordum.

Annem soruyordu: Ne yapıyorsun oǧlum öyle orada?

Çiziyorum, diyordum. Annem bunu komik buluyordu ve gülüyordu.

Bazen çizdiklerim hoşuma gitmiyordu. Onları havada çizdiǧim yere yeniden gidip düzeltiyordum, gerçek çizimlermiş gibi.

Çocukluǧumdaki gibi önce kafamda çizmeyi sürdürdüm, zaman geçirmek için, ama böyle zaman geçirmeye ömür boyunca baǧlı kaldım.

Sanırım politikaya tutkum da ilk önce kafamda oluştu çünkü dünya düzeninin bozuk olduǧunu farketmek ve onu kararlı bir şekilde düzeltmeye çalışmak için çevreye bakmak gerek.

Her zaman söylerim: mimarlık önemli deǧildir, mimarlık yalnızca bir araç bir vesiledir. Önemli olan yaşam ve insandır.

Buna karşın mimarlıǧın politik bir işlevi olabilir: çünkü mimarlık insan ve insanın yaşam biçimiyle ilgili bir uǧraştır.

Eskiden evlerdeki hizmetçi odaları için imar yönetmeliklerinde belirli ölçütler vardı. Bu ölçütlere uymayan hizmetçi odaları, onay almak için planlarda – içine evde kulanılan araç ve makinelerin konulduǧu – “yüklük“ olarak gösterilirdi. Ama bu makineler yalnızca bizim hizmetçi, yoksul kardeşlerimiz deǧil, bugünkü kentlerde kötü ve insanlık dışı koşullarda yaşayan bütün insanlar.

(…)

Mimar çizim masasına oturduǧunda şunu asla unutmamalı: insan, adına bina denilen denilen saǧlam bir makine içine konulup korunması gereken bir makine deǧildir; tam tersi insan, ruhu ve duyguları olan, adaleti ve güzelliǧi özleyen, avunmaya ve esinlenmeye ihtiyacı olan kendine özgü bir varlıktır.

Bana fantezi nedir diye sorsalar, fantezi daha iyi bir dünya arayışıdır, derim.

Temmuz 2020 

 

 

Yazar- Hasan Çakır 3 Temmuz 2020 Cuma