- Kamuoyuna Duyuru
- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Beykoz’un beş mahallesiyle ilgili imar planlarının yürütmesinin durdurulmasına karar verildi.
“Mahkeme, içme suyu havzası olan alanda yapılaşma miktarının koruma yaklaşımına uygun olarak değerlendirilmediğini belirtti.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Beykoz’un Çengeldere, Fatih, Yavuz Selim, Baklacı, Çiftlik ve Görele mahalleleriyle ilgili imar planlarının yürütmesi durduruldu. Mahkeme, dava konusu alanın hem doğal koruma alanı hem de içme suyu havzası olması nedeniyle yapılaşma miktarının koruma yaklaşımına uygun olarak değerlendirilmediğini belirtti.
Beykoz’un beş mahallesini kapsayan toplam 3 bin 275 hektar olan planlama alanı, İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla doğal sit alanında kalıyordu, ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 25 Kasım 2020 tarihli kararıyla yüzde 48’i “kesin korunacak alan”, yüzde 44,7’si “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı”, yüzde 7,43’ü de “nitelikli doğal koruma alanı” olarak belirlendi ve yine Bakanlık oluruyla beş mahalleye yönelik imar planı hazırlandı.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de planlama alanındaki mevcut nüfusun üç kat artacağı, bu nüfusa hizmet edecek yeni konut, ticaret ve sosyal donatı alanları gibi yeni yapılaşmalar oluşacağı gerekçesiyle planların iptali istemiyle dava açmıştı. Dava konusu imar planları yapılırken Elmalı 1-2 Baraj Havzası Koruma Planı hükümler de göz ardı edilmişti.
İmar planlarının durdurulması ve iptal edilmesine yönelik davaya İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi baktı. Mahkemenin 12 Ekim 2022 tarihi kararında dava konusu planlarda “kesin korunacak hassas alanın” plan sınırı dışına çıkartılmasının bütünsel bir koruma yaklaşımına ve koruma ilkelerine aykırı nitelik taşıdığı belirtildi.
Mahkemenin kararına 31 Mart 2022’de dava konusu alanda yapılan bilirkişi incelemesi dayanak oldu. Bilirkişi raporundaki tespitlerden bazıları şöyle:
Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden izin alınmadı
Raporda, İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda tarımsal niteliği kullanılacak alanlarla çakışan yerlere konut fonksiyonu getirilmesi için İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden izin alınmadığı aktarıldı. Bu durumun Çevre Düzeni Planı ile koruma amaçlı imar planı ile uygulama imar planı kararları açısından uyumsuzluğa yol açtığına dikkat çekildi.
Doğal koruma alanı ve içme suyu havzası
Dava konusu alan hem doğal koruma alanı hem de içme suyu havzası. Bu bilgileri de gözeten bilirkişi heyeti, yapılaşma miktarının belirlenen kişi başına düşen inşaat alanı metre karesinin koruma yaklaşımına uygun olarak değerlendirilmediğini belirtti. İmar planlarının suyun akışını doğrudan engelleyecek ve bütün alanda uygulanacak bir plan notu da içermediği eklendi. Raporda, kesin korunacak hassas alan olarak belirlenen alanların planlama dışı bırakılmasının komşu alanların planlanmasında bütünlükten uzak sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuldu.
Mahkeme de, imar planlarının şehirleşme prensiplerine, planlama yöntemlerine ve plan esaslarına, kentsel yerleşmenin mevcut ve gelecekteki durumuna, kamu yararına ve hukuka aykırı olarak düzenlendiği sonucuna vardı.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi