- “Mimarlıkta Kuram Sempozyumu’na Doğru Giderken; “Mimarlar Odası Öğrenci Üye Grupları Arası, Ön Kolokyumlu Mimarlık Eleştirisi Yarışması” Hazırlık Süreçleri…
- Alan memnun, satan memnun…
- “Adalet Güvenceli Hukuk”un Mantığı; “Kamuyasal Toplum”un Matematiksel Özüdür!…
- İstanbul’a dair
- Ne Kadar Güzel Bir Şey Şu “Hayal Kurmak…”
- Doğan Kuban’ın anısına… “İstanbul’un tarihi mirası baygın…”
“Bütün Üniversitelerin Öğrencileri Birleşin!…”(*) (Hiç olmazsa kendinizi kurtarın; belki böylece bizi de kurtarabilirsiniz!…)
“Her insanın yeteneği, kendi içinde saklı bir definedir. O defineye ulaşmak, mutlaka kendi içsel arkeolojisinin farkına olabildiğince erkenden varıp doğru kazıyı yapmakla olanaklıdır.”
Bu işe başlarken, herhangi bir yanlış yapmamak için izlenecek en sağlam yol; en isteksiz, en ilgisiz, en uzak, en yeteneksiz olunan alanları “yeni bir liste” olarak sıralayıp “sonradan geriye neler kaldığını henüz gençken incelemektir.” Ortaya çıkan o “yeni liste” yani net görünmediği için gölgede kalanlar, her ne ise; “işte o alan/lar yetenek alanlarıdır…”
Bu iş için son durak, üniversite öncesi süreçte; “üniversitenin doğrudan kendisinin kendisi için ne anlam taşıdığını kısa bir süre bile olsa üzerinde düşünmüş olmakla anlam kazanabilir.”
İşte karar o durakta verilerek yola nasıl devam edileceğinin bilinçli altyapısı oluşturulur.
Çünkü üniversiteye kadar “Eğitimin Nesnesi” olan kişi, üniversiteyle birlikte artık ister istemez “Eğitimin Öznesi” olarak kendi eğitiminin de sorumluluğunu alarak, sürecin paydaş kişiliği olarak yola devam eder.
Bütün bunları neye dayanarak söylüyoruz?…
Doğrudan doğruya üniversitenin en genel bilinen hali olan; “üniversal/evrensel bilginin açık alanlı araştırmalar ve tartışmalarla sorgulanarak üretilmiş bilginin korunup her türlü gelişmeye karşı açık duruşundan kaynaklanarak oluşmuş yapı”sına dayanarak söyleyebiliyoruz.
Hatta bu konuda Amerikalı Sosyal Bilimci Prof. Stuart Hall’un; “Üniversite, eleştirinin kurumsallaşmış halidir. Eleştiri yoksa üniversite hiçbir şeydir…” sözünün dayandığı “eleştirinin evrensel sınırsızlığı” da örnek olarak verebiliriz.
Aksi durumda her zaman ki sonuç; “yanlış kaldırımda cüzdan aramak” olacaktır.
Konuyu biraz daha somutlaştırarak açmak için, Mimarlar Odası İstanbul Büyükken Şubesi bünyesinde ağırlıklı olarak mimarlık öğrencilerinin katılımıyla oluşan (**)Galata Grubu(1994-1998)’nun, 1995 yılında çalıştığı “Amasya Yalı Boyu Evleri Projesi(YABEP)” arşivinde de yer alan ve Amasya tarihini anlatan kitabın, bir bölümünde yer alan küçük bir bölgenin adının neden “Amasya Ahmak Bağları” olarak anılmasına yol açan olaya bir göz hatırlayalım…
Kayalık ve kuraklık olan bu bölgeyi bilmeyen insanlar, kurumuş ağaç kökleri ile karşılaştıklarında “Buraya da bağ mı kurulurmuş!… Hem çok az toprak bulunan kayalık bir yer hem de hiç su yok!… Ahmak mı bunlar?…” dedikten sonra bölgeye “Ahmak Bağları” adını vermişler.
Oysaki, bölgenin yerlisi olan elma üreticisi köylüler; “her bahar zamanı, elma ağaçları çiçek açmadan önce ağaçları dallarından birbirlerine aşılarlarmış. Elmalar olgunlaşıncaya kadar birbirine dallarından aşılanmış ağaçlardan, Yeşilırmak’ın kıyısında sulak yerde olanlar da, kurak yerde olanlar da aynı güzellik ve lezzette elmalar verirlermiş.”
Bu “Kesintisiz Özsu Network”ü nasıl sembolik bir elma “ormanına” hayat verebiliyorsa; mimarlık öğrencileri “Bilgi network”ü de tümüyle gruplar halinde çalışabilecek yüzlerce yeni “Galata Grupları”na hayat verebilir… Hatta hayat verebileceği güvencesi; “Galata Grubu” sonrasında oluşturulan (***)MSR-Mimari Stajda Rotasyon Programı(1998-2006) yıllarındaki uygulamalar sırasında görülmüştür.
Bugünün Mimarlık Öğrencileri tarafından, eğer istenirse yeniden oluşturulmaya hazır bir sistem MSR Programı’yla; hem yaratacakları bilgi paylaşım/network’ü sinerjisi, hem de mevcut kapasitelerinin üzerindeki ürünlerle; bugünün olağanüstü olumsuzluklarıyla üzerlerine devrilmiş gibi duran sorunları kökünden söküp atabilirler… Örneğin birinci sınıftan son sınıfa kadar dört yıl boyunca aldıkları yaklaşık 40 dersi(proje/stüdyo uygulamaları dahil…), mimarlık adaylığı süresince kendilerine sağlayacağı katkıları sorgulayarak; genel akreditasyon süreçlerine katkıda bulunabilirler. Örneğin bu konuda (****)“Mimarlık Eğitiminde Dersler ve Tarihçeleri” çalışmasını tüm grupların ortak çalışması haline getirebilirler.
En başta söylediğimizi şimdi çok daha rahat olarak tekrar edebiliriz:
“Bütün Üniversitelerin Öğrencileri Birleşin!…”
Hiç olmazsa kendinizi kurtarın; belki böylece bizi de kurtarabilirsiniz!…
(*) Bu yazı, 16-17 Kasım 2017 ODTÜ- MEK9, yani Mimarlık ve Eğitim Kurultayı-IX’un son bölümündeki forumdaki konuşmanın derlemesidir.
(**)Galata Grubu: 1994-1998 yıllarında “yaz-kış kesintisiz olarak” yaptıkları ve bugün arşivlerde de yer alan çalışmalarının yanısıra “En iyi staj yerlerini kendilerinin bulup paylaşmaları gibi önemli çözüm(Kısmi, Büro-Şantiye Akreditasyonu Sistemini)sistemi” geliştirdiler. Ancak çok iyi arkadaşlık ortamı(toplamda 250-300 kişilik) oluşturmaları; farkında olmadan aralarına yeni üyeler almayı unutmalarına yol açtı. Sırayla mezun olduklarından, 1998 yılı sonunda ortada Galata Grubu kalmamıştı…
(***)MSR(1998-2006)-Mimari Stajda Rotasyon Programı: Ülkedeki tüm mimarlık bölümlerinin 1.; 2.; 3. ve 4. sınıflarında (Farklı okul farklı sınıf/yıl sistemli) okuyan öğrencilerin bölgelerinde (Örnek: İstanbul Bölgesi için 250 grup) gruplar halinde “Galata Grubu” modelinde çalışmaları için hazırlanmış olan bir sistematik çalışmadır. Öğrencilere doğrudan ve ısrarla “Bu çalışmalara katılmayın!…” telkinleri ile oluşturulan tüm gruplar dağıtılmıştır. MSR Grupları’nın yapabildikleri çalışmalarla ilgili hazırladıkları bültenleri ve diğer tüm ayrıntılı belgeleri için ( www.mimarist.org/msr.htm ) adresindeki MSR Programı arşivi incelenebilir.
(****) Mimarlık Eğitiminde Dersler ve Tarihçeleri: Mimarlık Eğitimi sürecinde yer alan, tek tek her bir dersin kendisini tanıttığı 20 kare tablo powerpoint (PPT) sunum dosyasıdır. Bu web sayfasında ( http://www.mo.org.tr/mek/index.cfm?kurultay=IV&Sub=belge&RecID=32 ) bir örnek de bulunmaktadır. Özetle “Derslerin Ulusal/Uluslararası Akreditasyonu” olarak da okunabilir…