- Toplum, Kent Ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması Basın Açıklaması
- Kent Düşleri Atölyeleri XVII Gerçekleştirildi
- AYM’den Can Atalay Kararı: Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmünde!
- Gezi Direnişi 11 yaşında, adalet yıllardır kayıp!
- TMMOB 48. Olağan Genel Kurulu
- “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” laiklik düşmanı, bilimi ve fenni dışlayan gerici bir eğitim-öğretim modelidir!
Bilimle ve Doğa ile İnatlaşmanın Sonucu Olan Politikalar Nedeniyle Ülkemizdeki Doğa Olayları Afetlere Dönüşmeye Devam Ediyor
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu 26 Ocak 2021 tarihinde “Bilimle Ve Doğa İle İnatlaşmanın Sonucu Olan Politikalar Nedeniyle Ülkemizdeki Doğa Olayları Afetlere Dönüşmeye Devam Ediyor!” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
Son günlerde başta İstanbul olmak üzere birçok kentimizde yaşanan yoğun kar yağışı hayatı olumsuz etkilemiş, özellikle İstanbul gibi bir mega kente bütün ulaşım imkanları neredeyse durma noktasına gelmiştir.
Özellikle, bilim ve doğayla inatlaşarak son derece hatalı yer seçimiyle başlayıp, sağlıksız, güvencesiz ve denetimsiz bir yapım süreciyle ortaya çıkan 3. Havalimanı ve çevre yollarında daha önce yapılan meteorolojik bütün uyarılara karşın mevsimsel yoğun kar yağışı üzerine yaşanan mağduriyetler neredeyse uluslararası bir trajediye dönüşmüştür.
Her zamanki gibi hem merkezi idare hem de yerel idareler yaşanan olumsuzluklar karşısında yaşadığımız doğa olayının şiddeti açısından ender rastlanan bir seviyede olduğuna dair söylemlerle, yaşanan olumsuzluklar karşısında iklim değişikliğinden medet umma çabalarına girişmişlerdir.
Bugün sadece İstanbul’u değil bütün bir Marmara, Trakya ve Karadeniz coğrafyasını ekolojik yıkıma sürükleyen, ülke ekonomisinde büyük bir borç yükü yaratan, üçlü bir paket olarak ilan edilip bilime karşı inatla gerçekleştirilen Üçüncü Köprü ve çevre yolları, Üçüncü Havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri bugün merkezi ve yerel iktidarlar tarafından şimdilik bir bahane olarak sığınılan olası ciddi iklim değişikliklerinin gerçek nedenlerinden olacaktır.
Oysaki, kamusal gereksinimler, bilim, teknik gerçekler doğrultusunda planlanan uygulanan proje ve yatırımlar; yer seçiminden başlanarak bütün doğal, ekolojik, sosyolojik ve ekonomik kriter ve olasılıklar hesaplanarak ve önlemler alınarak planlanır ve gerçekleştirilir.
Ancak bugün dünyanın en büyük kent ve doğa katliamlarından birini oluşturan Üçüncü Hava Limanı 4 üniversitemiz tarafından hazırlanan ve İstanbul’un anayasası sayılan 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planının yerleşme ilkesi olan İstanbul’un kuzeyinin mutlaka korunmasına dair karar ve planlar yürürlükteyken hiçbir kamusal öncelik ve ihtiyaç plan kararı olmadan ihalesi yapılmış, 07 Haziran 2014’te kaçak bina olarak temel atma töreni gerçekleştirilmiştir.
Bu süreç içinde başından beri üçüncü bir hava limanına ihtiyaç olduğunu iddia eden iktidar tarafından, yatırımcılara verilen devlet garantilerinin ödenebilmesi ve bütün yurttaşların Üçüncü havalimanına müşteri olabilmesini sağlamak üzere dünyanın en iyi hava limanlarından olan Atatürk Havalimanı kapatılmış ve tekrar kullanımını engellemek üzere dünyada eşi görülmemiş bir biçimde pistlerin üzerine sözde bir pandemi hastanesi inşa edilmiştir.
Proje ilanından itibaren afeti önleme bahanesiyle hukuksuz olarak rezerv alan ilan edilen İstanbul’un jeolojik, meteorolojik ve ekolojik olarak en hassas durumda bulunan orman, tarım ve su kaynaklarının bulunduğu korunması şart olan bölgesinde, havaalanı yapılamayacağına dair başta TMMOB’ ye bağlı olan meslek odaları olmak üzere, duyarlı bilim insanlarının ve kurumların uyarı ve raporlarını ciddiye almayan iktidar ve kamu yetkilileri bu gün yaşanan ve yaşanacak olan mağduriyet ve trajedilerin en büyük sorumlusudur.
Proje ilanından bugüne kadar her aşaması ile bir kent, doğa ve hukuk suçu oluşturan Üçüncü havalimanının bugün içine düştüğü durumun bir kez daha ortaya çıkardığı gerçek ise; bilim, teknik ve doğayla barışık olmayan, kamu, toplum çevre ve kent yararı yerine sermaye çevrelerinin ekonomik çıkarlarını önceleyen ekonomik sosyal ve kentsel politikaların en basit doğa olaylarının dahi afete dönüşmesindeki en büyük etken olduğudur.
Son yıllarda ülkemizin değişik bölgelerinde can ve mal kaybına yol açarak afete dönüşen meteorolojik olaylar, Sinop, Kastamonu ve Bartın illerimizde yaşadığımız sel felaketi, yazın Antalya ve Muğla illerinde yaşadığımız yangın felaketleri de bu durumun can yakıcı örneklerindendir.
Bütün merkezi ve yerel yetkili ve sorumluları bir kez daha uyarıyor ve önemle tekrar ediyoruz;
Çok geç olmadan:
Bilimle ve doğa ile inatlaşmayı bırakın!
Başta Kanal İstanbul olmak üzere bilim, teknik ve doğayla barışık olmayan, kamu, toplum çevre ve kent yararı içermeyen bütün projelerinizi iptal edin!
Atatürk Havalimanını derhal kullanıma açın!
TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU