- Toplum, Kent Ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması Basın Açıklaması
- Kent Düşleri Atölyeleri XVII Gerçekleştirildi
- AYM’den Can Atalay Kararı: Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmünde!
- Gezi Direnişi 11 yaşında, adalet yıllardır kayıp!
- TMMOB 48. Olağan Genel Kurulu
- “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” laiklik düşmanı, bilimi ve fenni dışlayan gerici bir eğitim-öğretim modelidir!
Artık yeter! İş Cinayetlerini, işçi katliamlarını durduralım!
İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, Gayrettepe mahallesinde 02 Nisan 2024 günü öğlen saatlerinde başlayan ve 29 yurttaşımızı kaybettiğimiz bir yangın meydana gelmiştir. Öncelikle yangında hayatını kaybeden ve yaralanan yurttaşlarımız için üzüntümüzü ifade ediyor, baş sağlığı diliyoruz.
Yangına ilişkin olarak, teknik inceleme yapmak isteyen heyetimiz dün yangının gerçekleştiği binaya gelmiş ancak henüz teknik incelemeye izin verilmediğinden dolayı bina çevresinde gözlemler yapılmış, bölgede yaşayan ve çalışan kişilerle görüşülmüş, yangının çıktığı mekanla ilgili olarak daha önce paylaşılan görüntüler incelenmiştir. Bu bilgilere göre:
Yangın, 16 katlı binanın (+-0.00 m) kotunun altında olan 2. bodrum katında eğlence merkezi olarak işletilen topluma açık işyerinde, yenileme çalışmaları esnasında nasıl çıktığı tam olarak belli olmayan kıvılcımın yayılması sonucu oluşmuştur.
Kıvılcımın, işletmenin yenilenmesi için kullanılan yapı malzemelerine sirayet etmesi, kesinlikle bu mekanda kullanılmaması gereken petrol türevi yapı malzemelerine ulaşması ve bu yapı malzemelerinin yanmaya başlaması sonucu, ortaya çıkan zehirleyici ve boğucu gazların çok hızlı bir şekilde mekana yayılmasına neden olmuş, bu zehirleyici ve boğucu gazlar, yenileme çalışması yapan işçilerin çok kısa zamanda oksijensiz kalmalarına sebebiyet vererek maalesef ölümlerin gerçekleşmesine neden olmuştur.
Bu tip mekanların yenilenmesi esnasında
1- İlgili yasal kurumlardan izin alınmalı.
2- Meslek odaları ile beraber çalışılarak tüm teknik detaylar ayrıntılı olarak ortaya konmalı.
3- Yangın riskine karşı, mutlaka risk analizleri yapılarak geçici yangın güvenliği, yangın söndürme tedbirleri ve duman tahliye sistemleri inşaa edilmeli.
4-Bu inşaai çalışmada yer alacak personel, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile yangın güvenliği konularında mutlaka çalışmaya başlama öncesi eğitimden geçirilmeli.
5- Yenileme projesinde kullanılacak tüm yapı malzemeleri, halen yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te açıkça belirtildiği gibi, yanmaz ve zor alev alıcı malzemelerden seçilmeli.
6- Mahalde yangın yükünü artırmamak adına, kullanılacak yapı malzemeleri, açık alanda depolanmalı, montajı yapıldıkça sahaya transport edilmeli.
7-Tüm önlemlere rağmen mekanda, çalışan personel için herhangi bir risk ortaya çıkarsa, personelin bu mahalleri hızlı bir şekilde tahliye etmeleri için güvenli kaçış yolları, koridorları oluşturulmalıdır.”
Bu tespitlere ek olarak,
Çok katlı bir konut binasının altında bulunan ve edinilen bilgilere göre her gün anlık olarak yüzlerce kişinin bulunabildiği eğlence mekanında acil çıkış yolu bulunmamaktadır. Benzeri durumlar çok sayıda eğlence yerinde de gözlenmektedir. Bu tür yerlerde hem çalışanlar hem ziyaretçiler açısından çok sayıda insana zarar verecek başka olayların olması muhtemeldir.
Belediyeler başta bu şekildeki çok sayıda insanın bulunduğu ve yangın riski yüksek yerler olmak üzere, işyerlerini, konutları düzenli olarak denetlemelidir. Bu tür denetimler sadece ruhsat başvurularında veya şikayet üzerine olmamalıdır. Belediyelerin bu çalışmaları yangın konusunda uzman mühendislerle sürdürmeleri gereklidir.
Bu işyerindeki büyük çaplı olduğu anlaşılan tadilat çalışmaları sırasında hem çalışanların hem de binadakilerin güvenliği için gerekli önlemleri almak öncelikle işyeri sahiplerinin ve tadilatı yapan yüklenicilerin sorumluluğundadır. 29 kişinin öldüğü böylesi büyük bir katliam, sorumluların ağır ihmalleri olmadan gerçekleşemez. Kamuoyunda sermaye ve resmi kurumlar eliyle oluşturulmaya çalışılan “iş kazaları işçilerin yanlışları nedeniyle oluyor” algısı tamamıyla yanıltıcıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için çalışmanın planlanması aşamasından başlayarak organizasyon, kullanılan ekipmanlar, kullanılan kimyasal maddeler, alınacak toplu koruma önlemleri önceliklidir ve bunlar işverenler tarafından yapılabilir tek tek işçiler tarafından değil. Bu önlemler alınmadığında neler olduğunu ise her gün ortalamada tespit edilebildiği kadarıyla en az 7 işçinin iş cinayetlerinde öldüğü bir ülke olmamızdan görülmektedir.
Sermayenin her şeyi kendi kazançlarını artırmak amacıyla yapması ve insan hayatını hiçe sayması karşısında, mevcut şartlarda, ancak kamu sınırlayıcı işlev görebilir. Ancak kamu kurumları bu görevlerini de yerine getirmemektedir. İşyerlerinin hem işçi sağlığı ve iş güvenliğini hem de çevredeki insanların yaşamını tehlikeye atan bu uygulamaları karşısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili birimleri ile belediyelerin denetim, yaptırım görevlerini yerine getirmemiş olmaları olayın boyutunu büyütmektedir. Ayrıca benzer şekilde yeni katliamların her an yaşanabilme ihtimali oluşmaktadır.
Gayrettepe’de yaşanan katliamın sorumluları hem işletme yetkilileri hem de denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlileridir. Yeni katliamlar yaşanmaması için “kâr/kazanç” önceliği yerine insan hayatını öne alan düzenlemeler yapılmalıdır.
Sermaye yanlısı iktidar politikaları ve belediye yönetimleri nedeniyle yaşanan iş cinayetlerinden dersler çıkarılmamaktadır. 2008 yılında Davutpaşa’da yaşanan patlamadan, 2011 yılında OSTİM’de yaşanan patlamadan, 2012 yılında yaşanan Marmara PARK AVM yangınından, 2017 yılında Bayrampaşa’da yaşanan patlamadan ders çıkartmayan ve sermaye ile kol kola yol alan iktidar ve belediye yönetimleri yaşanan bu katliamların asıl sorumlusudur.
Sonuç olarak, ölümlerin ve yaralanmaların önüne geçilmesi için yasal altyapının yukarıdaki önerilerimiz de dikkate alınarak oluşturulması, denetimlerin sıklaştırılması ve denetimler sonucu caydırıcı cezaların verilmesi gereklidir. Kazaları önlemek adına emek örgütleri ve meslek odaları olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi, kamusal alanlar ile ilgili tüm çalışmaların meslek odaları-sendikalar ve üniversitelerden oluşan kâr amacı olmayan yapılar ile denetlenmesinin önemini tekrar belirterek bu alandaki kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde olabileceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.
DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği
KESK İstanbul Şubeler Platformu
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu
İstanbul Tabip Odası