- Kamuoyuna Duyuru
- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
Afetlere Karşı Güvensiz Çevrelerde Can Vermeye Devam Ediyoruz
23 Şubat 2020 tarihinde İran’ın Hoy şehrinde 5,9 büyüklüğünde meydana gelen deprem Doğu Anadolu Bölgesinin büyük bir bölümünde; Hakkâri, Iğdır, Kars, Ağrı ve Van’da hissedilmiştir. Resmi verilere göre ise Van İli Başkale İlçesi Kaşkol, Güvendik, Özpınar ve Gelenler köylerinde oluşan hasar nedeniyle 3’ü çocuk 8 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 21 yurttaşımız yaralanmıştır. Depremin merkez üssü olan İran’da ise 25 kişi yaralanmıştır.
2011 yılında Van’da; 27 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da, 22 Ocak 2020 tarihinde Manisa’da ve son olarak 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da meydana gelen depremler yeni felaketlere karşı bizleri uyarmasına karşın afet risklerinin azaltılmasına yönelik çalışma yapılmamıştır. Ülkemizde ve bölgede daha önce de felaketlere, yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları yaşanan acılara ve kayıplara rağmen sürdürülmektedir.
Yaşanan Van Depreminin ardından Odamızca afet bölgesinde yürütülen çalışmalarda; kırsal alanda yaşanan yıkım ve can kayıplarının nitelikli mimarlık ve mühendislik hizmetlerine erişimin olmaması; yapı üretim sürecinin denetlenmemesi, uygun olmayan yapı malzemelerinin kullanımı ve yetersiz işçiliğin yanı sıra; bölgede yaşanan toplumsal yoksulluk ve yoksunluk olduğu tespit edilmiştir.
Merkezi ve yerel yönetimler yapılan tespit ve değerlendirmelere bağlı olarak; “ivedi önlemlerin bir an önce alınması ve afet risklerinin azaltılması…” yönünde çalışmalar yapılması gerektiği yönünde uyarılmışlardır. Ancak aradan geçen dokuz yılda bilime, tekniğe ve şehircilik ilkelerine aykırı olarak nitelikli planlama ve mimarlık hizmetleri ile kamu yararı önceliğini yok sayan uygulamalar ön plana çıkarılmış; yerleşim yerleri ve yapılı çevreler afetlere karşı daha da güvensiz hale gelmiştir.
Mimarlar Odası olarak bu çerçevede;
Topraklarının tamamı depremsellik koşullarında olan ülkemizde ve bölge coğrafyasında; afetler ve kriz durumlarında tüm ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ve işbirliğinin sağlanması; ayrıca bölge ülkeleri arasında ve uluslararası alanda ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini önemle anımsatmaktayız.
Güvenli ve sağlıklı bir yapılı çevrede yaşam hakkının sağlanabilmesi için; afet öncesi, afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili tüm kesimleri dikkate alarak oluşturulması, toplumsal ve yönetimsel hafızanın korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha vurgulamaktayız.
Afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı, yaralı olarak kurtarılanların bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyoruz.
Değerli kamuoyumuza saygı ile sunuyoruz.
TMMOB MİMARLAR ODASI