- Toplum, Kent Ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması Basın Açıklaması
- Kent Düşleri Atölyeleri XVII Gerçekleştirildi
- AYM’den Can Atalay Kararı: Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmünde!
- Gezi Direnişi 11 yaşında, adalet yıllardır kayıp!
- TMMOB 48. Olağan Genel Kurulu
- “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” laiklik düşmanı, bilimi ve fenni dışlayan gerici bir eğitim-öğretim modelidir!
Ümraniye Metro İnşaatında Meydana Gelen Çökmeye İlişkin İMO’dan Açıklama
İstanbul Ümraniye’de metro inşaatında meydana gelen çökme ile ilgili olarak İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Taşeron ve alt taşeron sistemine dikkat!
Ümraniye Parseller Mahallesi’nde devam eden Dudullu-Bostancı metro çalışma sırasında meydana gelen çökme, inşaata ait konteynır ile yandaki sitenin güvenlik kulübesinin göçük altına kalmasına yol açmış ve ne yazık ki iki site görevlisi hayatını kaybetmiştir.
Kurtarma çalışmaları sırasında itfaiye çalışanlarından yaralananlar olduğu basına yansımıştır. Yine basına yansıyan bilgilere göre, çevre önlemleri yeterince alınmadan tünel imalatını için kontrolsüz patlatma yapılmıştır. Bunun neticesinde 10 metre çapında, 7-8 metre derinliğinde büyük bir çukur oluşmuştur.
Konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklama ise “göçüğün zemin altında oluşan boşluktan kaynaklanabileceği” belirtilmiştir.
İBB’nin açıklamasını manidar bulduğumuzu belirtmek isteriz. Zemin altında boşluk oluşması tünel imalatı sürecine dahildir. Ancak tünel açmak için yapılan patlatmaların denetimi ve meydana gelen boşlukların her hangi bir göçmeye yol açmaması da tünel imalatı kapsamındadır.
Yine bir ihmalle karşı karşıya bulunuyoruz. Ne yazık ki iş güvenliği önlemlerine dikkat edilmemiş ve iki insan hayatını kaybetmiştir. Çökmeden sonra önlem amaçlı boşaltılan apartmanların da akıbetinin de şu an için belli olmadığı düşünülürse, çökmenin yol açtığı zararın daha da ağırlaşabileceği öngörülebilir.
Ülkemizin iş kazaları sıralamasındaki yeri sır değildir. Avrupa birinciliğimiz, dünya üçüncülüğümüz devam etmektedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri maliyet artırıcı bir unsur olarak görülmeye devam ederse, asgari düzeyde olsa da güvenlik önlemleri alınmazsa, özellikle kamuya ait projelerde işi olabildiğince hızla bitirmek asli hedeflerden biri olarak görülürse bu tür kazalarla karşılaşmaya devam edeceğimiz bilinmelidir.
Bu olayda asıl tartışılması gereken nokta kamu ihaleleri sürecindeki taşeron sistemidir. Kamu yönetimi şartları yerine getirmeye haiz ve yeterli olduğuna kanaat getirilen bir firmaya işi ihale etmekte, ihaleyi alan firma ise işi bölüm bölüm alt taşeronlara devretmektedir. Alt taşeron firmaların yeterli teknik birikime sahip olup olmadığı ise tam bir bilinmeze işaret etmektedir. Zincirleme taşeron sistemi özellikle kamu işlerinde, yapı denetim sistemi ile işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri konusunda zafiyetleri de açığa çıkarmaktadır.
Kamu işlerinde taşeron ve alt taşeron sistemi yeniden ele alınmalı, düzenlenmeli, inşa sürecine dahil olan her firma denetlenmelidir.
Dikkat edilmelidir ki, suçlu hep “bir başkası”, “bir başka şey”dir. Bu defaki suçlu, “zemin altında oluşan boşluk”tur. İki insanın hayatını kaybetmiş olmasının herhangi bir yaptırımı olmayacak ya da asıl sorumlular yerine birkaç alt görevli hakkında soruşturma başlatılarak kamuoyu ikna edilmeye çalışılacaktır.
Kamu yönetimi eliyle meşrulaştırılan “sorumsuzluk”, yeni kazalara davetiye çıkartmaktadır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu