- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Maslak 1453’ün imar planları yedinci kez iptal edildi
Müteahhit Ali Ağaoğlu’nun Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Emlak Konut işbirliğiyle İstanbul Maslak’taki Fatih Ormanı’nın yanında inşa ettirdiği 1453 projesi için hazırlanan imar planları yedinci kez iptal edildi. Dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda planların şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı belirtilmişti.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, imar planları daha önce altı kez iptal edilen Maslak 1453 için hazırlanan yedinci imar planının da iptal edilmesi için dava açmıştık. İstanbul 5’nci İdare Mahkemesi’nde görülen davada Şubat 2024’te bilirkişi raporu hazırlanmıştı. Bilirkişi raporunda, iptal edilen plana göre inşa edilen yapıların korunduğu aktarılmış, planda alanda hem mevcut teşekkülün korunarak hem de yoğunluğun nasıl düşürüleceğine ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya hesaplama olmadığı belirtilmişti. Plandaki belediye hizmet alanının ne amaçla kullanılacağının plan uygulama hükümlerinde belirlenmediğinin ifade edildiği raporda, planlarda özel üniversite alanı fonksiyonu yer almamasına rağmen alanda özel üniversite alanı bulunduğu kaydedilmişti. Sosyal kültürel tesis alanı ve sağlık alanında da yönetmelikte öngörülen standartlara uyulmadığı belirtilmişti. Rapora göre, alanda “ticaret+konut+turizm alanı” için ayrılan kısmı teknoloji geliştirme bölgesi yapılabileceği notu da planlama tekniklerine aykırıydı, çünkü bunun için plan değişikliği yapılması gerekiyordu. Bilirkişiler, yedinci imar planının da şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığını kaydetmişti.
İptal edilen plan korunmaya çalışılıyor
Bilirkişi raporunu hükme esas alan İstanbul 5’nci İdare Mahkemesi davayı karara bağladı. Mahkeme, yapı ruhsat ve tadilat ruhsatı başvurularının mer’i planlara ve mevzuata göre yapılması ve projenin de buna göre hazırlanması gerektiğini belirtti. Mahkeme kararıyla iptal edilen planlara göre ruhsat ya da tadilat ruhsatı alınması mümkün olmadığını hatırlatan heyet, daha önceki iptal kararını veren İstanbul 13’üncü İdare Mahkemesi’nin kararını uygulama dışı bırakacak şekilde plan notu getirilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı.
Mahkeme, imar planı notlarındaki “Mevcut kontur ve gabari korunacaktır” ifadesiyle mahkeme kararıyla iptal edilen planın yapılaşma koşullarının korunmaya çalışıldığını kaydetti.
Nüfus hesapları hükümsüz kalıyor
Heyet, plan notlarında “Ticaret+turizm+konut alanında planda gösterilen kitle nizamına, plan hükümlerinde yapı kitleleri başlığı altında verilen ölçüleri ile yapı yüksekliğine ve 25.08.2016 tarihli mimari ruhsat projesine göre uygulama yapılacaktır” ifadesinin yer aldığını hatırlattı ve bu notla alanda mevcut teşekkülün korunmasının hedeflendiğini aktardı. Mevcut teşekkülün korunmasının 25 Ağustos 2016 tarihli planda öngörülen 7 bin 171 kişilik nüfusun da korunması anlamına geldiğini belirten heyet, bu hükmün plan açıklama raporundaki alanda 4 bin kişi yaşayacağı kabulünü ve bu nüfus için öngörülen donatı alanı hesaplarını da hükümsüz kıldığını ifade etti. Daha önce iptal edilen planın uygulanmaya çalışıldığını kaydeden heyet, söz konusu plan notunun mahkeme kararına ve planlama tekniklerine aykırı olduğuna hükmetti.
“Cami alanına eğitim binaları yapılamaz”
İmar planında “cami alanı” başlığının altında da notlar bulunuyordu. “Cami alanında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uygun göreceği mimari avan projesine göre uygulama yapılacaktır. Bu alanda ibadete yönelik yapılar yanında çok amaçlı salonlar, eğitim binaları, yurt, görevli lojmanları yapılabilir” notunu hatırlatan heyet, ibadet alanında mütemmim cüz olarak ve ibadete matuf olmak üzere tesis yapılabileceğini aktardı. Plan notlarında alanın bu amaçla kullanılacağına dair bir ibare bulunmadığını anımsatan heyet, cami işlevli bir yere çok amaçlı salonlar ve eğitim binaları yapılmasının mümkün olmadığını belirtti.
Ne olmuştu?
Maslak 1453 projesinin bulunduğu İstanbul Ayazağa’daki ormanlık arazi daha önce askeri alandı. Söz konusu arazi İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından 12 Kasım 2008’de yapılan protokolle askeri tesis yapımı karşılığında TOKİ’ye devredildi, ancak iki yıl sonra, 2010’da “Gecekondu Önleme Bölgesi” ilan edildi. Söz konusu alanın imar planları da aynı yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bu uygulamaya karşı dava açmıştı. Bu dava sürerken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 16 Eylül 2011’de planlarda revizyon yaparak başka bir imar planı hazırlayarak bunu onayladı. Dava açılan imar planlarından farklı olmayan planlara göre yapılacak proje Eylül 2012’de kamuoyuna tanıtıldı.
İstanbul 8’inci İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası’nın açtığı dava kapsamında planların iptaline karar verdi. Karara dayanak olan bilirkişi raporuna göre, konut yapılmak istenen arazi vadi tabanıydı ve yüksek derecede eğimliydi. Bu durum da deprem kuşağında olan İstanbul’da risk oluşturuyordu.
Bilirkişilerin hazırladıkları raporlarda, proje alanının İstanbul’un en önemli su kaynaklarına komşu olduğu ve burada yapılaşmaya izin verilmesi halinde bölgenin doğal yapısının bozulacağı ve nihayetinde su kaynaklarının kirleneceği belirtilmişti. Fatih Ormanı’nın projeden olumsuz etkileneceği, ormandaki doğal hayatın sürekliliğinin kesileceğinin altı çiziliyordu.
Bütün uyarılara karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilk planlardan farklı olmayan ikinci imar planına dayanılarak Ağustos 2012’de projenin inşaatına başlandı.
Bakanlığın ikinci imar planına karşı TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi de dava açmıştı. Söz konusu dava kapsamında Danıştay 6’ncı Dairesi, 2014 yılında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu kararda da yine deprem tehlikesine işaret edildi. Mahkeme, planların ayrıntılı zemin etütleri yapılmadan hazırlandığını belirtmişti. Bu karar da projenin inşaatını durduramadı. O günlerde Emlak Konut GYO tarafından yapılan açıklamada 18 Nisan 2012 tarihli revize edilmiş bir imar planı daha olduğu, projenin bu plana göre yapıldığı belirtilmişti.
Kasım 2015’e gelindiğinde inşaatla ilgili başka gelişmeler de yaşandı. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sarıyer Belediyesi ve Şişli Belediyesi’ne gönderdiği yazıda şunları belirtti:
“Alanın mahkeme kararlarınca plansız alan olduğu dikkate alınarak verilmiş olan inşaat ruhsatlarının ivedi olarak iptal edilmesi ile inşai faaliyetlerinin hangi aşamada olduğunun ise yapı ruhsatını düzenleyen ilgili belediyelerince yerine getirilmesi hususunda gereğini arz/rica ederim.”
Bu yazı da inşaatı durduramadı ve projeden satışlar başladı.
Ocak 2016’da TOKİ’nin projeyle ilgili yeni bir imar planı hazırladığı, Bakanlığın da imar planlarını onadığı ortaya çıktı. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası bu planlara karşı da dava açtı. Bu dava kapsamında Danıştay 6’ncı Dairesi, Ağustos 2021’de imar planlarını bir kez daha iptal etti. Daire’nin kararında daha önce verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarında belirtilen hususlara dikkat çekildi. Karar verildiğinde bloklarda yaşam başlamıştı.
Plansız kalan proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir kez daha devreye girdi ve 27 Şubat 2023’te yedinci imar planını hazırladı.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi