- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Kırklareli Belediyesi’nin imar planlarına mahkemeden durdurma kararı
Kırklareli Belediyesi’nin Haziran 2022’de onadığı imar planı değişiklikleriyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verildi. Edirne İdare Mahkemesi, imar planlarının uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğini aktardı.
Kırklareli Belediyesi, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğiyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğini Haziran 2022’de onamıştı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, söz konusu imar planlarının kanun ve yönetmelikte belirtilen nitelikleri taşımadığı, uygulama imar planının nazım imar planına uygun olmaması nedeniyle yürütmenin durdurulması ve planların iptali istemiyle dava açmıştık.
Bilirkişi raporu hükme esas oldu
Dava kapsamında bilirkişi raporları da hazırlanmıştı. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporundan öne çıkan kısımlar şöyleydi:
- Dava dosyasında 1/5000 ölçekli revizyon imar planına dair pafta çıktıları gönderilmiş olmakla birlikte, plan açıklama raporu bulunmadığı, uygulama imar planı revizyonu kapsamında nazım imar planının bir plan türü olarak irdelenmediği tespit edilmiştir.
“Alt ölçekli planlarla ilişki kurulamıyor”
- Plan açıklama raporunda 1/100000 ve 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarına dair irdelemeler oldukça sınırlı olup, alt ölçekli planlarla ilişki kurulabilecek detayda bir veri sağlamamaktadır. Kullanımların alansal büyüklüklerine dair bir tablo 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na ilişkin değerlendirmelerde yer almakla birlikte, planın mekansal gelişme stratejileri, dava konusu edilen nazım ve uygulama imar planına ilişkin nüfus ve sektörel yapı kabulleri özelinde değerlendirmeler yapılmamıştır. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı hakkında ise güncelliğini yitirdiği yorumuyla yetinilmiştir. 1980’li yıllarda yapılan bir nazım imar planı bulunduğu, ancak işlerliğini yitirdiği bilgisiyle yetinilmekte ve ileride 1/25000 ölçekli plan kararları doğrultusunda revize edileceği ifade edilmektedir. Uygulama imar planı revizyonunu yönlendiren bir nazım imar planının bulunmaması planların kademeli birlikteliğine uygun olmadığı gibi, plan sürecinde de, uygulama imar planından önce ya da eş zamanlı olarak yapılması gereken bu planın henüz tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.
“Revizyon için geçerli gerekçeler gerekli”
- Bir yerin imar planının revize edilmesi için mevcut planın ve yerleşmenin dinamiklerine yönelik geçerli gerekçeler olmakla birlikte plan hiyerarşisinde en alt kademede yer alan uygulama imar planlarının yapım gerekçeleri ve plan kararlarının oluşmasında üst ölçekli nazım imar planı kararlarının kesin bir yönlendirici olması gerekmektedir. Ancak, dava konusu planlar üst ölçekli planlara dair bu bağlamda bir irdelemede bulunmamaktadır.
“Nüfus hesaplaması planlama pratiğine aykırı”
- Dava konusu uygulama imar planında, imar planında verilen emsaller üzerinden nüfusa ulaşılan tamamen zıt ve planlama pratiğine aykırı bir yöntem izlenmiştir. Bölgede yaşayan nüfusu belirleyebilmek için bu yöntem kullanılabilir olsa da, gelecekte plan ile önerilecek nüfusun; bu analiz sonuçları ve günün mekânsal trendlerini de dikkate alarak sektörel kabullere de bağlı olarak yapılacak projeksiyonlar sonucunda kentin bu bölgesine atanacak nüfus büyüklüğünün üst ölçekli planlarda belirlenmesi gerekmektedir.
“Revizyon plan kararları çok genel”
- Planın bir revizyon plan olmasından ötürü, önceki plana kıyasla değiştirilen unsurların da plan açıklama raporunda haritalar ve şekillerle desteklenerek açıklanması gerekmektedir. Planın bütününde nelerin değiştiğinin detaylı gerekçelerle açıklanması gerekirken, revizyon plan kararlarının çok genel ve mekana referans vermeksizin açıklanması imar planı revizyonunun imar mevzuatındaki tanımlarına uygun değildir.
“Afete dayanıklı planlama ilkesine uygun değil”
- Kentsel kullanım alanlarına ilişkin plan notlarında yer alan 37’inci maddedeki ifadelere bakıldığında; konut mimarisine uygun şekilde yapılmış yapıların, depo gibi geniş açıklıklar gerektiren kullanımlara ayrılmasına izin verilmesi durumunda, zemin katlarda yapının mukavemetini olumsuz etkileyen düzenlemelere gidilmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla imar planlarında karma kullanımların netleştirilmesi esas olduğundan bu plan notu hem mevzuata hem de afete dayanıklı planlama ilkelerine uygun değildir.
Yapılaşma şartı belirsiz
- Kentsel kullanım alanlarına ilişkin plan notlarında yer alan “konut alanları” başlığı altındaki “bloklar” kısmında açıklanan maddelerdeki ifadelere bakıldığında, planda geçerli olan yapılaşma koşullarının belirli koşullarda aslında geçerli olmadığı, planda yazan koşulların değil plan notunun işetileceğine dair bir durum oluşturulmaktadır. Aynı parsel için birden fazla yapılaşma koşulu tanımlanması, uygulamaya yön vermesi gereken imar planını yapılaşma şartları yönünden belirsizliğe itmekte, plan kararlarını objektif olmaktan uzaklaştırmaktadır.
Mahkemenin kararı
Edirne İdare Mahkemesi, dava konusu imar planlarında üst ölçekli planlarla kurulan irtibatın zayıf olduğunu, gerekli irdelemelerin yapılmadığını aktardı. Ada, parsel ve yapı ölçeğinde analizlerin, deprem, afet, kültür, tarih, estetik değerlendirmelerinin ve ilgili kurum görüşlerinin yetersiz olduğunu belirten mahkeme, nüfus verilerinin 1/5000 ölçekli planla hesaplanması gerekirken 1/1000 ölçekli imar planındaki emsal bilgilerinden yola çıkılarak hesaplandığını kaydetti. İmar planında aynı parsel içinde birden fazla yapılaşma koşuluna yer verildiğini belirten mahkeme, revizyon imar planlarında değişen unsurların plan açıklama raporunda açıklanması gerektiği halde bu kurala yeterince uyulmadığını aktardı. Mahkeme, imar planlarının hukuka ve mevzuata aykırı olduğuna hükmederek, hukuka aykırılığı ortaya konulan planlar nedeniyle telafisi güç ve imkansız zararların doğabileceğini belirterek yürütmenin durdurulmasına karar verdi.