- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
- Sit derece değişiklikleri: Bakanlığın Sedef Adası’nı yapılaşmaya açmak için yaptığı ikinci değişikliğe bilirkişi engeli
- Ataköy’deki modern konut mirası: Bakanlığın eklemek istediği yapı bloğu bilirkişileri görüş ayrılığına düşürdü.
- İyi Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’ne Ziyaret Gerçekleştirdi
Kent Düşleri Atölyeleri XIII Ana Teması: Mekân ve Bellek
“Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
…
Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar”
Ahmet Telli
Zihnimizde doğumdan ölüme birçok anı birikir. Çok azı her zaman anımsanmaya hazırdır; çoğu ise kimi unsurların yardımıyla anımsanır. Belleğimiz, anılarımızın bizim için anlamlı olmaya devam etmesini sağlar. O olmadan yaşadıklarımızı önceden belirlediğimiz bir anlama oturtamayız, devamlı olarak yeni anlamlar üretmemiz gerekir, ki bu da anlamın (kavramın) bir süre sonra yok olmasına neden olur.
Kentlerin de tıpkı insanlar gibi, bellekleri vardır. Kentin belleğini oluşturan öğelerden birinin yok olması; yok olan öğenin zihinsel varoluşunu geriye doğru yolculuğa çıkarır. Belirli bir süre sonra bu yolculuk, artık o öğeyi zihinde görünmez kılar. Kent belleği yara alır.
Büyük bir hızla kent belleğine dair öğelerin değiştirildiği, dönüştürüldüğü ya da yok edildiği, insanın yer yön duygusunun bile alt üst edildiği bugünlerde yalnızca kent belleği değil; anıları ve değerleri ortaklaştıran toplumsal bellek de yaralanıyor.
Böylesi yıkımların ve yeniden yapımların tanıkları olarak, beraber düşlemeye ve hatırlamaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Kent Düşleri Atölyelerinde 13 yıldır karşılaşmanın, paylaşmanın, özgürlüğün ve barışın mekanlarını ele alıyor ve birlikte yaşanılan, bir araya gelinen, anılar biriktirilen meydanları, mahalleleri, sokakları düşlüyoruz. Bu yıl ise “mekân ve bellek” teması altında geçmiş ve gelecek düşlerimizi bir araya getirmeye, hatırlamaya ve hatırlatmaya çağırıyoruz.