- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Karadeniz’de Uygulanan Bilim ve Akıldışı Politikaların Sebep Olduğu Kayıplar Artarak Devam Etmektedir
20 Haziran 2019
Trabzon İli Araklı İlçesi Çamlıktepe ve Yeşilyurt Mahalleleri’nde 18 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşen yoğun yağışların ardından Çamlıktepe Hidroelektrik Santralinin (HES) borularının patlaması sonucu yaşanan heyelan ve sel felaketlerinde; resmi açıklamalara göre 7 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 3 yurttaşımız ise halen kayıptır. Felaketlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı diliyor; kayıp yurttaşımızın bir an önce bulunmasını ve yaralıların sağlığına kavuşmalarını temenni ediyoruz.
Karadeniz Bölgesi’nde daha önce de sel ve heyelan felaketlerine sebep olan merkezi ve yerel yönetim politikaları, yaşanan acılara ve kayıplara rağmen sürdürülmektedir. Sahil Yolu Projesi ile bölgede başlayan tahribat; nükleer santral, hidroelektrik santral (HES), termik santral inşaatları; kaçak yapılaşma, deniz dolgu alanları oluşturulması, madencilik ve taş ocağı faaliyetleri ile giderek artmaktadır.
Birbiri ardına hiçbir bilimsel araştırmaya dayanmadan planlanarak yürürlüğe sokulan bu projelerle ve kaçak yapılaşmalarla; doğal çevre tahribatı büyürken afet riski artmaktadır.
Trabzon Araklı’da, HES projeleri için ağaçların kesilerek bölgenin heyelana açık hale getirilmesi, derelerin akış rejiminin bozularak sel riskinin artırılması, yeşil alanlarda ve dere yataklarında imar affı yoluyla kaçak yapılaşmaya izin verilmesi; yerleşim yerlerini afetlere karşı savunmasız bırakmış ve yaşanan felakete neden olmuştur.
Ülkemizde ve bölgemizde sıklıkla yaşanan afetlere karşın ne kentlerimizde ne de kırsal alanlarda afet risklerini azaltacak önlemler alınmamıştır. Buna karşın mevzuat düzenlemeleri, proje ve uygulamalar yoluyla doğal yaşam ve ekolojik denge bozulmuştur.
Meslek odaları, akademik kuruluşlar, bilim insanları ve ilgili tüm kesimler dikkate alınarak; afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimine dair politikalar oluşturulmalı; yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmeli, çevre karşıtı yatırım ve plan kararları ivedilikle durdurulmalıdır.
Bu bağlamda; kamu adına afet risklerini azaltmak ve önlem almak, sağlıklı kentleşme ve çevre politikalarını hayata geçirmekle yükümlü olanların; felaketlerle ilgili “mukadderat…” söylemiyle sorumluluktan kurtulamayacaklarını önemle vurguluyor; sorumluların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için mücadelemizi sürdüreceğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.
Mimarlar Odası olarak; kaybettiğimiz yurttaşlarımızı bir kez daha saygı ile anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı diliyoruz.
TMMOB MİMARLAR ODASI