Bilgi Barı
- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Karadeniz’de İnsan Eliyle Gerçekleşen Felaketler…
Rize kentinde 14 Temmuz 2021 günü etkili olan sağanak yağış, ne yazık ki Çayeli ve İkizdere ilçelerinde sele, heyelanlara ve can kayıplarına neden oldu.
Doğu Karadeniz başta olmak üzere, Karadeniz ikliminin görüldüğü illerde neredeyse her şiddetli yağış sonrası taşan dereler, çevreye, iş yerlerine ve tarım arazilerine ciddi zararlar veriyor. Sel ile birlikte yaşanan heyelanların özellikle Hidro Elektrik Santrallerinin (HES) yoğunlukta olduğu ilçelerde yaşanması ise dikkat çekiyor.
Tüm bu hasarlar ile seller, heyelanlar ve bunlara bağlı yaşanan can kayıplarının ve hasarların son yıllarda giderek artmasını bölgede yaşanan ekolojik yıkımlarla, doğaya ve doğal alanlara yapılan müdahalelerle açıklamak mümkün. Bu tür felaketler, dere ve nehirlerin doğal alışkanlığı olan ana yatak bölgelerinde değil, plansız ve çarpık kentsel/kırsal yapılaşmanın olduğu ana arterlerde meydana gelmektedir.
Bölgede iklim kriziyle de tetiklenen şiddetli yağışların ve etkilerinin giderek artması, uygulanan bilimsellikten uzak, yanlış kent ve kırsal alan politikaların sonucudur. Yeşil örtünün tahrip edilmesi, ormansızlaşma, açılan arazi yolları, yanlış tarım uygulamaları ve imar planları, çarpık ve plansız kentleşme, topografyanın özelliklerine uyulmaması, dere yataklarının ıslah edilmemesi vb. gibi nedenlerle sel ve heyelanlardan kaynaklanan afetlerin sıklıkla yaşanması kaçınılmazdır.
Bilimsel gerçekleri göz ardı etmeden, Karadeniz’de dere yataklarına ve onları besleyen havzalara müdahalelerin kesinlikle durdurulması, doğal yapının korunması, dere yataklarında imarın durdurulması ve yapılaşmaya sınırlama ve denetim getirilmesi zorunludur. Yaşanan felaketlerden öğrenerek, uzun vadeli bir kentsel planlama ile sağlıklı arazi politikaları, uygun imar ve yerleşim ilke ve planlarının belirlenerek uygulanması sağlanmalıdır.
İnsan eliyle gerçekleşen söz konusu afetlerde hayatlarını kaybeden insanlarımızın, akıp giden canlı, verimli topraklarımızın, değerlerimizin telafisi mümkün değildir. Unutulmamalı ki, toprak üretilemeyen bir kaynaktır ve oluşumu için binlerce yıl gerekmektedir.
Bölgede yaşanan sel ve heyelan felaketi sonucunda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, selden zarar gören vatandaşlarımıza da acil şifalar dileriz.
TMMOB Mimarlar Odası