Kanal İstanbul’a çimento limanı: Bilirkişilere göre imar planları mevzuatın gerekliliklerini taşımıyor
Kanal İstanbul için İstanbul’un Karadeniz kıyısındaki Çiftalan köyüne yapılması planlanan çimento limanının imar planlarının iptali istemiyle açtığımız davada bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, kıyı rehabilite alanlarında açık ve yeşil alanların artırılmasının hedeflendiği, günübirlik rekreasyon, spor, dinlence, eğlence ve turizm ihtiyaçlarına yönelik kullanımın özendirildiği hatırlatıldı. Bilirkişiler, çimento limanının imar planlarının şehircilik ilkelerinin, planlama esaslarının, plan yapımıyla ilgili mevzuatın gerekliliklerini taşımadığı kanaatine ulaştı.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, planlama alanının kamunun kullanımında olması, limanın yapılması durumunda vatandaşların yaşam düzeyini kötüleştireceği, gereksinimlerine aykırı olacağı, güvenlik ve sağlık ile ilgili ciddi problemler doğuracağı gerekçeleriyle dava açmıştık. İstanbul 13. İdare Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında 5 Mayıs 2024’te keşif yapıldı. Keşfin ardından hazırlanan bilirkişi raporundan öne çıkan değerlendirmeler şöyle:
Bilirkişi raporu
Çimento limanı ihalesini kazanan YD Madencilik, mahkemeye sunduğu dilekçede Zonguldak Alaplı ilçesinde kurulacak liman alanından çıkacak gemilerin karayoluna yük bindirmeden doğrudan İstanbul Avrupa yakasına gelebilmesi için bu limanı yapmak istediğini belirtmişti. Bilirkişiler, yer seçimi açısından yaptıkları değerlendirmede, yük taşımacılığı için farklı bir lokasyonun bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa uygun olmadığı yönünde bir kritiğin yapılmadığını tespit etti. Bilirkişiler, gemi taşımacılığı odaklı bir proje üzerine hazırlanan plan açıklama raporunda gemi trafiğinin durumuna yönelik analiz yapılmadığını da kaydetti.
Liman ile karayolunu birbirine bağlayan ve fiilen kullanımda olan şehir ve köy yollarından büyük tonajlı araçların geçtiğini gözlemleyen bilirkişiler, plan açıklama raporunda bölgenin ve kentin araç sayıları üzerine etütlere ve projeyle etkileşimine yer verilmediğini aktardı.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin zorunlu tuttuğu bölge ve kente yönelik olarak doğal ve yapay eşik analizleri ve sentez kararlarının bulunmadığını belirten bilirkişiler, bu bakımdan yer seçim kararına yönelik bilimsel bir çalışmanın üretilmeden ve yönetmelik hükümleri uygulanmadan imar planı üretim aşamasına geçildiğini değerlendirdi.
Bilirkişiler, İstanbul Çevre Düzeni Planı’na göre, dava konusu kıyı rehabilite alanında açık ve yeşil alanların artırılmasının hedeflendiğini, günübirlik rekreasyon, spor, dinlence, eğlence ve turizm ihtiyaçlarına yönelik olarak kullanımının özendirildiğini ve yerleşime sakıncalı alanlarda yapılaşmanın sınırlı tutulmasının önerildiğini hatırlattı. Kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kıyı alanlarında da tekne imalatı, kayık barınakları ve plaj kullanımlarına yönlendirme yapıldığını aktaran bilirkişiler, nazım ve uygulama imar planı yoluyla belirlenmiş arazi kullanım türünün, planların kademeli birlikteliği ilkesi açısından aykırılık teşkil ettiğini kaydetti.
Bilirkişi raporunda, çimento limanının imar planlarının şehircilik ilkelerinin, planlama esaslarının, plan yapımıyla ilgili mevzuatın gerekliliklerini taşımadığı kanaatine ulaşıldı.
Ne olmuştu?
İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı Çiftalan köyüne yapılması planlanan Marmara Çimento limanı için YD Madencilik şirketi 30 Aralık 2021’de ÇED başvurusunda bulunmuştu. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başvurudan bir buçuk yıl sonra, 2 Haziran 2023’te proje için hazırlanan ÇED raporuna olumlu yanıt verdi. Rapordan limanın Kanal İstanbul için yapılacağı kısım çıkarılmıştı. Bunun üzerine bakanlık İstanbul Çevre Düzeni Planı’ndan “kıyı rehabilite alanı” ve “jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alan” olarak tanımlı alanla ilgili imar planı hazırladı.
ÇED raporu
ÇED raporuna göre, liman projesi yatırımı cari açığın azalmasında rol oynayacaktı. Raporda, İstanbul’un Avrupa yakasında çimento temininin sıkıntılı ve yüksek maliyetlerde olduğu aktarılarak, projenin “çevreci” ve “ekonomik” olduğu savunuldu. Rapora göre, beton santralinde çalıştırılacak transmikserlerin yıkanması sonucu atık sular oluşacak, bunlar çökeltim havuzuna alındıktan sonra havuz tabanında yıllık ortalama 20 ton atık beton ve beton çamuru oluşacaktı. Şirket, atığın depolanacağını, hammadde olarak kullanılmak üzere Düzce’deki santrale yollanacağını ya da lisanslı geri kazanım tesislerine iletileceğini belirtti. ÇED Raporu’na göre, projenin yakınına Çiftalan Millet Parkı yapılması planlanıyordu.
Denize kazık çakılacak
Raporda, proje için denizde herhangi bir dolgu veya dip tarama işlemi yapılmayacağı, denizde yapılacak her bir ünitenin kazıkların çakılmasıyla inşa edileceği belirtildi. Herhangi bir amaçla kazı veya dip taraması yapılması halinde kullanılacak malzemenin zararlı kimyasallar içermemesi ve denize yayılmaması için önlem alınacağı aktarıldı.
Denizdeki çalışmalarda oluşacak gemi pervanelerinden kaynaklı gürültü ve titreşimin, pervanelerden kaynaklanan su jeti etkisinin minimize edilmesi için, tankerlerin limanda yapacağı manevraların, yanaşma ve kalkışların düşük hızlı olacağı belirtildi. Artacak gemi trafiğinden kaynaklı kirliliğin azaltılması için dolum ve boşaltım sırasında olabilecek kaza risklerine karşı tedbir alınacağı aktarıldı.
Balık meraları bulunuyor
ÇED Raporu kapsamında bölgedeki balıkçılık kooperatifi üyeleri ve balıkçılarla görüşüldüğü anlaşılıyordu. Rapora göre, biyolojik çeşitlilik ve balıkçılık verimi açısından bölgenin önemli balık meraları burada bulunuyor. Nesli tehlike altında olan deniz canlılarının bulunduğu alan, dip balıkları açısından da uygun bir habitat olma özelliği taşıyor. Rapora göre, özellikle kalkan, lüfer ve levrek balıkları limanın planlandığı alanı yuvalama, yumurtlama ve beslenme alanı olarak kullanıyor. Rapora göre, özellikle su kuşları da ağırlıklı olarak besin temin etmek amacıyla bu kesimleri ziyaret ediyor. Su kuşları kış döneminde topluca bu kesimlerde görülebiliyor.
Rapora göre, söz konusu alan Karadeniz ve Marmara’nın göçmen balıklarının dinlenme, beslenme, üreme ve bekleme alanı. Liman çalışmalarının gerçekleştirileceği bölgedeki dip habitat yapısının olumsuz etkileneceğinin aktarıldığı raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Proje alanındaki dip habitat, yakın çevresi ve tüm Trakya bölgesi Karadeniz kıyısı boyunca birçok yerde fazlasıyla bulunmaktadır. Liman çalışmalarının gerçekleştirileceği bölgedeki zemin habitat yapısı olumsuz etkilenecektir. Bununla birlikte alanın yakın çevresinde benzer zemin yapısına sahip, projeden olumsuz etkilenmeyecek olan geniş alanlar da bulunmaktadır. Özellikle proje alanından İğneada’ya kadar olan yaklaşık 95 km’lik sahil ve hatta Bulgaristan sınırına kadar olan kesim deniz canlıları açısından oldukça uygun habitat niteliğindedir. Tüm bu sahil kesimleri, kum çekimi yapılacak bölgedeki gibi kumluk alanlar içermekte ve balıklar için uygun yumurtlama, beslenme ve barınma alanları niteliğindedir.”
Kamuoyuna yansıyan haberlere göre, çimento limanını inşa etmek isteyen YD Madencilik şirketinin kurucu ortakları arasında sonradan AKP’den milletvekili aday adayı olan Metin Yerlikaya ve Dergah Akça yer almıştı. Zaman içinde şirketin yönetim kuruluna müteahhit Ali Ağaoğlu, Ağaoğlu’nun kardeşi Hüseyin Ağaoğlu ve Ağaoğlu şirketler grubunun finans direktörü Yurdagül Korkmaz da dahil olmuştu.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi