Kadıköy / Mühürdar’da Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Yapısı Olan BATUM APARTMANI YIKILMAMALI, Modern Mimarlık Örneği Olarak Korunmalıdır!
Kadıköy Mühürdar’da mimar Zeki Sayar tarafından 1939 yılında Batum ailesi için “kira evi” olarak tasarlanan ve döneminin önemli modern yapılarından biri kabul edilen, ayrıca günümüze kadar özgün mimari kimliğini korumayı başarmış ender konut yapılarından biri olan Moda Yenifikir Sokak 29 numarada bulunan Batum Apartmanı’nın, İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından “korunması gereken kültür varlığı” olarak tescil edilmesine gerek olmadığına karar verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Oysa birçok bağımsız akademik araştırma, mimar Zeki Sayar tarafından planlanan ve inşa edilen Batum Apartmanı’nın gerek bulunduğu konuma yerleşimi ve mimarisi gerekse iç mekân organizasyonu açısından konut mimarimizin Erken Cumhuriyet Dönemine ait önemli örneklerden biri olduğu konusuna vurgu yapmaktadır.
Bilindiği gibi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun, tescil kaydı bulunmayan taşınmaz kültür varlığı özelliğindeki yapılar ve yapı elemanları hakkındaki (05.11.1999 tarihli) 662 Sayılı İlke Kararı gereğince daha önce; mimarı Mehmet Konuralp olan İstanbul’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlük Binası ve mimar Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanıp inşa edilen Fındıklı’daki Akbank Genel Müdürlük Binası gibi yapılar, döneminin özgün modern mimarlık örnekleri olması nedeniyle “korunması gerekli kültür varlıkları” olarak ilgili koruma kurullarınca tescil edilmiştir. Koruma mevzuatımızda yer alan bu gerekçeye dayanarak, bir Erken Cumhuriyet Dönemi yapısı olan Batum Apartmanı’nın da taşıdığı dönemsel özellikler nedeniyle bir modern mimarlık örneği olarak tescil edilmesi gerekmektedir.
Binanın içinde yer aldığı bağlamla kurduğu ilişkiye bakıldığında; bir taraftan köşe parselde yer alması, öte yandan Marmara Denizi’ni geniş açıdan gören bir konuma sahip olması nedeniyle tüm bu özelliklerin mimariye yansıdığı nitelikli bir yorumun ortaya çıktığı görülmektedir. Binayı L biçiminde saran uzun balkon, balkonun içinden geçen daire kesitli ince zarif kolonlar, en üst katın geriye çekilerek yapı yüksekliğinin kademeli biçimde ele alınmasıyla köşe noktasının hafifletilmiş olması, bina girişi ve katlara erişimi sağlayan merdivenlerin estetik etkisi hem bağlamın getirdiği koşulları yansıtmakta, hem de 1930-1945 yılları arasında İstanbul’da inşa edilmiş olan diğer kira apartmanlarıyla birlikte ortak dönemsel özellikler taşımaktadır. Uzun yıllar semtliler tarafından beğenilerek bu yere damgasını vurmuş ve kent belleğinde yer etmiş olan bu yapının iç mekân organizasyonunda da özgün nitelikleri görmek mümkündür. Modern Türk mimarlığının gelişmesinde çok önemli rolü olan mimar Zeki Sayar, Batum Apartmanı dairelerinin iç mekân organizasyonunda Türk ailesinin yaşam pratikleri ile günün yeni beklenti ve ihtiyaçları arasında ustaca bir sentez yapmaktadır. Dairenin iç mekân düzeninde Türk aile yaşantısında oldukça benimsenmiş olan “kabul, ikâmet ve servis” bölümlerinin birbirlerinden ayrılması prensibi net olarak okunabilmektedir. Bu prensibin dönem yapılarında genellikle göz ardı edildiği bilinmektedir. Batum Apartmanı’nda bu geleneksel düzenlemenin devam ettirilmesi ile beraber dönemin yeni beklentileri doğrultusunda ailenin sosyal hayatının yansıdığı manzaraya yönlenmiş geniş salonlar, balkonlar ve kütüphane odasının varlığı Zeki Sayar’ın modern Türk ailesi için öngördüğü çağdaş yaşam biçimi konusundaki önerisini dile getirmektedir.
Modern Türk mimarlığının önemli örneklerinden biri olduğu konusunda yukarıda belirtilen birçok dayanağın varlığı, Batum Apartmanı’nın kültür varlığı olarak tescil edilmesi gerektiği doğrultusundaki görüşleri güçlendirmekle beraber giderek yok olan Erken Cumhuriyet Dönemi yapılarına karşı derinlikli ve özenli bir değerlendirmenin gerekliliğini de göstermektedir.
“Korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescili zorunlu bu özgün mimari yapı, ekonomik ömrünü tamamlamış ve afet riskinin bertarafı için yıkımı zorunlu sıradan bir yapı gibi görülmektedir. 6306 sayılı yasa kapsamında “riskli yapı” olarak tespit edilen, ülkemizde yürürlükte olan ekonomik çıkar odaklı “kentsel dönüşüm” mevzuatının ne kadar eksik ve telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açabilir nitelikte olduğunu bir kez daha vurguluyor ve Batum Apartmanı’nın kültür varlığı olarak kabul edilmesi için hukuki yollara başvuracağımızı duyuruyoruz.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, Batum Apartmanı özelinde 6306 sayılı yasanın ticari bir yaklaşım içerisinde olmasının yanı sıra kentin kültürel mirasına ve modern mimarlık stoğunun ticari metaya dönüştürülmesi için kullanıldığını bir kez daha gözler önüne seriyoruz. Mesleki bilgi ve birikimimizle kültür varlıklarının korunması ve gelecek nesillere devredilmesi için çalışmaya devam edeceğimizi bildiririz.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi