- Toplum, Kent Ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması Basın Açıklaması
- Kent Düşleri Atölyeleri XVII Gerçekleştirildi
- AYM’den Can Atalay Kararı: Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmünde!
- Gezi Direnişi 11 yaşında, adalet yıllardır kayıp!
- TMMOB 48. Olağan Genel Kurulu
- “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” laiklik düşmanı, bilimi ve fenni dışlayan gerici bir eğitim-öğretim modelidir!
DİSK, KESK, TMMOB, TTB: Siyasal İktidar İş Cinayetlerine Davetiye Çıkarıyor
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, AKP Hükümeti’nin, yeni bir düzenlemeyle kamuda çalışanlara verilmesi gereken işçi sağlığı hizmetlerini 2020 yılına ötelemesi üzerine yaşanan sorunlara, atılması gereken acil adımlara dikkat çekmek üzere 21 Haziran 2017 tarihinde İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi.
İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binası toplantı salonunda gerçekleştirilen basın toplantısına TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak ile TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel katıldılar. Ortak açıklama Raşit Tükel tarafından okundu. Açıklama şu şekilde:
SİYASAL İKTİDAR İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARINA DAVETİYE ÇIKARMAYA DEVAM EDİYOR
AKP iktidarı, işçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunmasına özel bir önem verdikleri propagandası ve yanılsamasıyla, 2012 yılında, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nı çıkardı. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın TBMM’de görüşülmesi sürecinde de, daha sonrasında da, bu yasanın oluşturulma mantığıyla ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının çözülemeyeceğini, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının süreceğini, ölümlerin önlenemeyeceğini ifade etmiştik. Bu süre içerisinde ülkemizdeki iş kazaları ve işçi ölümleri azalmak bir yana artarak devam etti.
20.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın amaç bölümünde; ülkede güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulması, iş kazaları ile meslek hastalıklarının önlenmesi ve olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için, kamu dahil olmak üzere, çalışan sayısına ve faaliyet alanına bakılmaksızın tüm işyerleri ve işverenleri kapsam altına alınacağı yazılmıştı. Aradan geçen 5 yıllık süreye rağmen, yasa kapsam altına almayı hedeflediği işçileri ve kamu emekçilerini yok saymış ve yürürlüğü 2020 yılına ertelenmiştir. Siyasal iktidar, kamu kurumları tarafından verilen bazı hizmetleri tehlikeli ya da çok tehlikeli olarak sınıflanmış olmasına rağmen, kamuda çalışan milyonlarca emekçinin ve 50’nin altında az tehlikeli sınıfta yer alan işçilerin sağlık ve güvenliğini görmezden gelmiştir.
15 Temmuz darbe girişimi ve ardından çıkartılan OHAL yasası sonrasında AKP iktidarının ilk icraatlarından biri de, 6331 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi gereken hükümlerini Temmuz 2017 tarihine ertelemek oldu. Bu erteleme ile 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ve tüm kamu işyerlerinde verilmesi gereken işçi sağlığı hizmetleri bir yıl sonrasına bırakıldı. İşçilerin sağlık ve güvenlikleri ile ilgili en küçük bir kaygısı olmayan Hükümet bir yıllık ertelemeyi az bulmuş olacak ki, 18.06.2017 tarihinde “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” içerisine konulan bir madde ile, kamuda ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini 2020 yılına ertelemiş oldu. Ardı ardına uygulanan ertelemeler 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bir göstermelik adımdan ibaret olduğunu da ortaya koymuş oldu.
AKP hükümetleri 2002 yılından bu yana ulusal ve uluslararası sermaye kuruluşlarının isteklerini yerine getireceklerini bildirdiler. Ülkeyi hem yerli hem de yabancı yatırımcı ve sermaye için cazip hale getirmek istediklerini ve bunun için her türlü yasal düzenlemeyi hızla yaşama geçireceklerini, küresel rekabet koşullarına ayak uydurabilmek, emek piyasasını daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmak, sermayenin önünü açmak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstereceklerini programlarına yazdılar. İşletmelerin üzerindeki yükü en aza indireceklerini belirttiler. “Sürdürülebilir büyüme, istikrarlı bir çalışma yaşamı” vb. kulağa hoş gelen söylemlerle, çalışma yaşamında işçilerin çalışma koşullarını zorlaştıran, geçici işçilik, taşeron çalıştırma, kısa süreli çalışma, kiralık işçilik yasası gibi bir dizi düzenlemeyi yaşama geçirdiler. İşçileri esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkum ettiler. Emek sömürüsünü emek yağmasına dönüştürdüler.
Bu düzenlemeler sonucunda işçi cinayetleri hızla arttı. Meslek hastalıklarının sayısını Çalışma Bakanlığı bile bilmiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri ile 2016 yılında 1970 işçimizi işçi cinayetlerinde kaybettik.
Ertelenen son yasal düzenlemeyle, milyonlarca kamu emekçisi ve özel sektörde çalışan işçi, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinden mahrum olacaklardır. İş kazaları, meslek hastalıları artmaya devam edecektir.
Çalışma Bakanlığı’nın “İş kazalarında hedefimiz sıfır” söyleminin aldatmacadan öteye bir anlamının olmadığını milyonlarca işçi ve kamu emekçisi artık biliyor. Bu ertelemeyle, bu söylemin propagandadan öteye bir anlam ifade etmediği de görülmüş oldu.
İşçi sağlığı hizmetlerini özelleştiren 6331 sayılı yasanın işçilerin sağlık ve güvenliklerini koruyamadığı biliniyorken, bu yasanın ilgili maddelerinin uygulanmasının ertelenmesi milyonlarca kamu emekçisi ve işçimizin beden bütünlüklerine bir saldırıdır.
AKP Hükümeti tavrını çok net ortaya koymuştur. 6331 sayılı yasanın bazı maddelerinin 2020 yılına ertelenmesi, Hükümetin tavrının kimlerden yana olduğunun açık bir göstergesidir. Hükümet programlarına yazdıkları gibi, sermayenin yükünü hafifletme, sömürünün önündeki engelleri en aza indirme pahasına milyonlarca işçi ve kamu emekçisinin sağlık ve güvenliği görmezden gelinmiştir.
– Tüm değerleri üreten işçi ve emekçilerin sağlık ve güvenliklerinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz.
– İşçi ve emekçilerin artık iş cinayetleri, meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını yitirmelerini istemiyoruz.
– Soma’da, Ermenek’te, Siirt Şirvan’da yaşamlarını yitiren işçilerimizin yasını tutarken yeni cinayetlerin yaşanmasını istemiyoruz.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak; iş cinayetlerinin yaşanmaması ve güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması için, geçmişte olduğu gibi bugün de mücadelemize devam edeceğiz. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği çalışmalarında tüm meslek odaları, sendikalar ve bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların görüşleri alınmadan hayata geçirilen yasa, yönetmelik ve uygulamalarla iş cinayetlerinin önlenmesinin mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. İş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının önlenmesi için gerekli olan yasa ve yönetmeliklerin her türlü erteleme ve geçiştirmeden vazgeçilerek ivedilikle uygulamaya alınmasının takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz.