Atatürk Havalimanı’nın yıkımı: Mahkeme bilirkişilerin değerlendirmelerini dikkate almadı, yürütmeyi durdurma talebi reddedildi
Atatürk Havalimanı’nın pistlerini kırarak yapılan “Millet Bahçesi” projesinin imar planlarının iptali istemiyle açtığımız davada mahkeme yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Bilirkişilerin hazırladığı raporda, projenin şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararının gözetilmediği aktarılmıştı.
İstanbul 11’inci İdare Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına Nisan 2023’te teknik üniversitelerin şehir ve bölge planlama bölümlerinden akademisyenlerin hazırladığı bilirkişi raporu girmişti. Rapordan öne çıkan değerlendirmeler şöyleydi:
“Dar bir kapsamda ele alınamaz”
– Atatürk Havaalanı ve tamamlayıcı tesislerinin uluslararası, ulusal ve kent bütününe yönelik işlev özelliğindeyken, gerçekleştirilmesi düşünülen “yeniden işlevlendirme” ve “bölgenin yeniden yapılandırılmasına” yönelik kararların planlama işleminde olduğu gibi mevzi bir yaklaşımla ve sadece planlama alanını içine alan dar bir kapsamda ele alınmasının doğru olmayacağı düşünülmektedir.
– Dava konusu alanda tanımlanan fonksiyonların hinterlandının, yakın ve uzak etki alanlarının belirlenmeden bir işlev tahsisinin yanıltıcı olacağı değerlendirilmektedir. Aksi takdirde önerilen tüm sosyal ve teknik altyapı tesislerinin türlerinin ve bu türlerin büyüklüklerinin neye göre belirlendiğinin cevapsız kalacağı, önerilen işlevlerin İstanbul Metropoliten Alan bütünü düşünüldüğünde hangi ihtiyaçları kapsamında tasarlandığının anlaşılamayacağı ve böylece dava konusu nazım imar planında alınan kararların nesnel ve somut ölçütlere dayandırılamayacağı düşünülmektedir.
“Planların kademeli birlikteliği sağlanamadı”
– Davaya konu planların dayanağı niteliğindeki 27 Mayıs 2022 tasdik tarihli 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Değişikliği 27 Mayıs 2022 ile 27 Haziran 2022 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, askı süresi içerisindeki itirazlar reddedilerek 12 Ağustos 2022’de plan kesinleşmiştir. Planların dayanağı niteliğindeki çevre düzeni planı değişikliği 12 Ağustos 2022 tarihinde kesinleşmiş olduğundan davaya konu planlar hazırlanırken kesinleşmemiş bir Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin meri plan olarak kullanılmasının mevzuata aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle meri durumdaki üst ölçekli plan 15 Haziran 2009 tasdik tarihli İstanbul Çevre Düzeni Planı kararları olacağından davaya konu planların bu plana uygun olarak hazırlanmadığı ve bu nedenle de “planların kademeli birlikteliği” ilkesinin sağlanamadığı değerlendirilmektedir.
“Tescilli yapının sınırları gösterilmedi”
– İmar planları incelendiğinde yaya ve bisiklet yollarına planlarda yer verilmediği görülmektedir. 5 Ocak 2010 tarihli İstanbul VII Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla terminal yapısının tescilli eser olduğu ve uygulama imar planlarında yapı sınırlarının gösterilmediği, plan notlarında ihya edileceği ifade edilen yapıların planlarda gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerden ötürü uygulama imar planının gerekli teknik içerikte ve ayrıntıda hazırlanmadığı değerlendirilmektedir.
“Plan değişikliği sınırını aşan bir değişiklik”
– Çevre düzeni planı değişikliği kapsamında bir değerlendirme yapıldığında; İstanbul metropoliten alanı, ülke ve hatta uluslararası ölçekte hizmet veren bir ulaşım ve lojistik tesisi olan Atatürk Havaalanı’na yönelik bir planlama işleminin sadece havaalanını içine alan çok sınırlı bir alanda, çevre düzeni planında yapılan mevzi bir değişiklikle gerçekleştirilemeyeceği düşünülmektedir. İmar planı değişikliğinin havaalanın konumu, hizmet etki alanı, yarattığı ulaşım talebi ve entegre olduğu diğer kullanımların düşünülmeden hazırlanmasının İstanbul’un tüm kentsel sistemlerini etkileyeceği değerlendirilmektedir. Dahası bu türden kullanımlara yönelik değişikliklerin neden olduğu ulaşım, çevresel ve trafik yönünden etkilerin dava konusu plan değişikliği sınırını aşan düzeyde olduğu değerlendirilmektedir.
“Trafik yüküyle ilgili belirsizlik giderilmedi”
– Atatürk Havaalanı’nın işlev dışı kalmasıyla bu tesisin yaratacağı trafik yükü ile plan değişikliği ile getirilen fonksiyonlar kıyaslandığında trafik yükü ve çevresel etkilere yönelik bir değerlendirme yapmak güçleşmektedir. Bunun iki temel nedeni bulunmaktadır. Bunlardan ilki, plan değişikliği öncesi ve sonrası fonksiyonların trafik taleplerine ilişkin bir verisinin bulunmaması, diğeriyse plan değişikliğiyle getirilen “kentsel ve bölgesel sosyal altyapı alanı” tanımının içinde birbirinden çok farklı fonksiyonlara izin verilmesi ve her bir türün neden olabileceği trafik yüklerin farklı olmasıdır. Bu iki temel nedenden kaynaklanan belirsizliğin hem plan değişikliği raporu hem de Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde belirtilen altyapı etki raporunun hazırlanarak giderilmesi gerekir. Plan değişikliklerinde bu zorunlulukların yerine getirilmediği değerlendirilmektedir.
“Yapılaşmayla ilgili karar üretilmedi”
– 722,9 hektarlık planlama alanında 281,9 hektarlık millet bahçesi, 17,6 hektarlık sağlık alanı, 44,3 hektarlık sosyal tesis alanı, 87 hektarlık kültürel tesis alanı, 5, 2 hektarlık ibadet alanı, 57,1 hektarlık fuar alanı ve 229,8 hektarlık havalimanı önerilmiştir. Bu alanların 1/5000 ölçekli plan değişikliğinde yer seçimlerinin nasıl yapıldığı ve büyüklüklerinin nasıl belirlendiği, 1/1000 ölçekli plandaysa bunların yapılaşmaya nasıl aktarılacağına yönelik detaylı analizler bulunmadığı ve bu analizler doğrultusunda plan kararlarının üretilmediği anlaşılmaktadır.
“Ulaşım bağlantıları yetersiz”
– Planlardaki ulaşım bağlantıları incelendiğinde, mevcut hastane alanı dışında 475,5 hektarlık fonksiyon alanlarına erişim için planlama alanına dört adet 10-12 ve 15 metre en kesitli bağlantıların önerildiği ve bunlardan sadece en kuzeydeki bağlantı üzerinde otopark alanı önerildiği tespit edilmiştir. Halbuki bölgeye önerilen fonksiyonlar ve çekim gücü ile 1/1000 ölçekli planların gösterim detayı göz önünde bulundurulduğunda söz konusu planlama alanında otopark alanlarının yeterliliğine yönelik bir etüt bulunmadığı, ulaşım bağlantılarının yetersiz olduğu, uygulama imar planında gösterilmesi gereken otopark alanları, bisiklet yolları ve yaya yollarının gösterilmediği değerlendirilmektedir.
Yapılaşma koşulları da belirsiz
– Yapılaşma koşulları yönünden bir değerlendirme yapıldığında, uygulama imar planı ile Millet Bahçesi olarak ifade edilen arazi kullanımında Emsal:0.05 Yençok: 16.00 değeri kapsamında toplamda 140 bin 949 metrekare büyüklüğünde inşaat alanı ortaya çıkacağı, bu büyüklükte yapılaşmanın, Millet Bahçesi’nin neresinde ve nasıl gerçekleşeceğinin belirsiz olduğu anlaşılmaktadır. Millet Bahçesi alanının yakınında Atatürk Havalimanı işletmesinin de devam edeceği düşünüldüğünde, inşa edilecek yapıların taban alanlarının, yapılaşmaya izin verilecek alanların uygulama imar planında ele alınması gerekmektedir. Dahası, imar planlarına hava mania hatlarının işlenmediği, bu nedenle dava konusu uygulama imar planlarının bu yönüyle de uygulamayı yönlendirmede yetersiz kalacağı değerlendirilmektedir.
Ne olmuştu?
İstanbul Atatürk Havalimanı, Nisan 2019’da İstanbul Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatıldı, ancak pistler kargo, bakım/onarım, genel havacılık, hava taksi, iş uçuşları, devlet uçakları ile yapılan uçuşlar ve otoritenin uygun göreceği trafiklere hizmet vermeye devam etti. Ekim 2019’da “Millet Bahçesi” hazırlıkları kapsamında apronda faaliyetleri sona eren tesis ve binaların yıkım işi için ihale yapıldı, Kasım ayında da yıkım başladı. O günlerde havalimanı sahasının sadece millet bahçesi olarak kullanılmayacağı, yapılaşmaya da açılacağının anlaşıldığı haberler yayınlandı. Buna göre havalimanı sahasına külliye, gençlik merkezi, müze, cami, devlet konuk evi, spor alanı, yaşam merkezi, afet toplanma alanı ve fuar yapılması planlanıyordu.
Bu gelişmeler yaşanırken, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla mücadele gerekçesiyle Atatürk Havalimanı’ndaki maliyeti 2 milyar TL’yi bulan iki pist kırılarak pandemi hastanesi yapıldı. Hastanenin inşaatını AKP iktidarı boyunca Türkiye’de en fazla ihale alan beş şirketten biri olan Rönesans Holding yaptı. Şirkete inşaat için Avrupa Yatırım Bankası’ndan 200 milyon Euro kullandırıldı.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bu dönemde pistin kullanılamaz hale getirilmesiyle ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Hukuksuz bir kararla hapsedilen avukatımız Can Atalay 27 Mayıs 2020’de davayı açmıştı. Çok hızlı bir şekilde 12 Haziran’da sorumlular hakkında takipsizlik kararı verildi.
İnşaat sürerken kamuoyunda hastanenin pistin kullanılamaması için yapıldığı iddiaları da dile getiriliyordu. Bu iddia Ocak 2022’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından canlı yayında itiraf edildi. Karaosmanoğlu, aynı yayında “Burası millet bahçesi olacak. Bütün İstanbul’a hizmet edecek” demişti. Karaismailoğlu, 9 Nisan 2022’de İstanbul Havalimanı’nda görev yapan muhabirlerle bir araya geldiği ve basın mensuplarının sorularını yanıtladığı sırada da “Atatürk Havalimanı’ndaki sıkıntıları biliyorduk zaten. Atatürk Havalimanı hikâyesi kapandı, gitti. Oranın şimdi kuzey-güney pistine Millet Bahçesi olarak işe başlanıyor” diye konuşmuştu.
Kamuoyu, bu gelişmelerden bir ay sonra 9 Mayıs 2022’de gazeteci Çiğdem Toker’in haberiyle Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Atatürk Havalimanı’na Millet Bahçesi yapılması için sessiz sedasız ihaleye çıktığını öğrendi. Pazarlık usulüyle yapılan ihaleye altı şirket davet edildi. Altı şirketten üçü 3’üncü havalimanını yapan “beşli konsorsiyum” üyesi: Kolin, Mapa, Limak. Diğerleri de 3’üncü havalimanını işletmek üzere kurulan özel şirket İGA’nın üyeleri. İhalenin davet usulü yapılması Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesinin “b” bendindeki istisna hallere dayandırıldı. Yasa maddesine göre bu haller doğal afet, salgın hastalık, savaş vb. durumlar. İhale 2 milyar 127 milyon 978 bin TL’ye Yapı ve Yapı İnşaat isimli şirkete verildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 15 Mayıs 2022’de Atatürk Havalimanı’nın yıkılacağını ve 132 bin ağaçla Türkiye’nin en büyük Millet Bahçesi yapılacağını açıkladı. Bir gün sonra da havalimanına iş makineleri girdi ve yıkım başladı.
Ekim 2023’e gelindiğinde “Millet Bahçesi” yapılması amacıyla pistleri kırılan Atatürk Havalimanı’nda devam eden inşaat faaliyetlerle ilgili ruhsat alınmadığı ortaya çıktı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Bakırköy Belediye Başkanlığı sorumluluğunda devam eden ruhsatsız ve kaçak inşaatlar nedeniyle görevlerini ihmal eden ve görevlerini kötüye kullanan ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk.
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi