“Atatürk Havalimanı mega bir özelleştirme projesine kurban ediliyor, Millet Bahçesi projesiyle kamuoyu oyalanıyor.”
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, geçtiğimiz hafta yıkımına başlanan Atatürk Havalimanı’na yapılacağı söylenen Millet Bahçesi ihalesinin durdurulması ve iptal edilmesi için dava açtı. Mahkemeden acele bir biçimde davalı Toplu Konut İdaresi’nin ilk savunması dahi alınmadan yürütmenin durdurulması talep edildi.
İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde Atatürk Havalimanı’na yapılması planlanan Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatı İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşi’nin 2 milyar 127 milyon 978 bin liraya Yapı ve Yapı İnşaat isimli şirkete ihale edildiği hatırlatıldı. Havalimanının yıkımının durdurulmaması ve söz konusu ihale doğrultusunda uygulama yapılması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğacağına işaret edildi.
Ne olmuştu?
İstanbul Atatürk Havalimanı Nisan 2019’da 3’üncü Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatıldı, ancak pistler kargo, bakım/onarım, genel havacılık, hava taksi, iş uçuşları, devlet uçakları ile yapılan uçuşlar ve otoritenin uygun göreceği trafiklere hizmet vermeye devam etti. Ekim 2019’da “Millet Bahçesi” hazırlıkları kapsamında apronda faaliyetleri sona eren tesis ve binaların yıkım işi için ihale yapıldı, Kasım ayında da yıkım başladı. O günlerde havalimanı sahasının sadece millet bahçesi olarak kullanılmayacağı, yapılaşmaya açılacağının anlaşıldığı haberler yayınlandı. Buna göre havalimanı sahasına külliye, gençlik merkezi, müze, cami, devlet konuk evi, spor alanı, yaşam merkezi, afet toplanma alanı, fuar yapılması planlanıyordu.
Bu gelişmeler yaşanırken tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla mücadele gerekçesiyle maliyeti 2 milyar TL’yi bulan iki pisti kırılarak pandemi hastanesi yapıldı.
Hastanenin inşaatını AKP iktidarı boyunca Türkiye’de en fazla ihale alan beş şirketten biri olan Rönesans Holding yaptı. Şirkete inşaat için Avrupa Yatırım Bankası’ndan 200 milyon Euro kullandırıldı.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bu dönemde pistin kullanılamaz hale getirilmesiyle ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Hukuksuz bir kararla hapsedilen avukatımız Can Atalay 27 Mayıs 2020’de davayı açmıştı. Çok hızlı bir şekilde 12 Haziran’da sorumlular hakkında takipsizlik kararı verildi.
İnşaat sürerken kamuoyunda hastanenin pistin kullanılamaması için yapıldığı iddiaları da dile getiriliyordu. Bu iddia Ocak 2022’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından canlı yayında itiraf edildi. Karaosmanoğlu, aynı yayında “Burası millet bahçesi olacak. Bütün İstanbul’a hizmet edecek” demişti. Karaismailoğlu, 9 Nisan 2022’de İstanbul Havalimanı’nda görev yapan muhabirlerle bir araya geldiği ve basın mensuplarının sorularını yanıtladığı sırada da “Atatürk Havalimanı’ndaki sıkıntıları biliyorduk zaten. Atatürk Havalimanı hikayesi kapandı, gitti. Oranın şimdi kuzey-güney pistine ‘Millet Bahçesi’ olarak işe başlanıyor” diye konuşmuştu.
Kamuoyu, bu gelişmelerden bir ay sonra 9 Mayıs 2022’de Sözcü gazetesinden Çiğdem Toker’in haberiyle Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Atatürk Havalimanı’na Millet Bahçesi yapılması için sessiz sedasız ihaleye çıktığını öğrendi. Pazarlık usulüyle yapılan ihaleye altı şirket davet edildi. Altı şirketten üçü 3’üncü havalimanını yapan “beşli konsorsiyum” üyesi: Kolin, Mapa, Limak. Diğerleri de 3’üncü havalimanını işletmek üzere kurulan özel şirket İGA’nın üyeleri. İhalenin davet usulü yapılması Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesinin ‘b’ bendindeki istisna hallere dayandırıldı. Yasa maddesine göre bu haller doğal afet, salgın hastalık, savaş vb. durumlar. İhale 2 milyar 127 milyon 978 bin TL’ye Yapı ve Yapı İnşaat isimli şirkete verildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 15 Mayıs 2022’de Atatürk Havalimanı’nın yıkılacağını ve 132 bin ağaçla Türkiye’nin en büyük Millet Bahçesi yapılacağını açıkladı. Bir gün sonra da havalimanına iş makineleri girdi ve yıkım başladı.
Mimarlar Odası, Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasından bu adımın bir özelleştirme projesi olduğunu ve kamunun zarar uğratıldığını söylüyor. Bu projeler hukuki süreçlere rağmen siyasilerin gerçeğe aykırı sözleriyle sürdürüldü, sürdürülüyor.
Kültür Bakanı’ndan ‘havacılık’ açıklaması
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 17 Mayıs’ta telefon bağlantısıyla katıldığı bir televizyon yayınında “İki havalimanı da (3’üncü Havalimanı ve Atatürk) aynı hava koridorunu kullanıyor. İkisine aynı anda iniş ve kalkış yapılamıyor. Ya birini açık tutacaksınız ya da diğerini…” dedi. Havacılık uzmanları ise, dünyanın birçok yerinde birbirine çok yakın ve kesişen pistlerin iyi bir radar hizmeti ve hava trafik kontrolüyle çalıştığını söylüyor.
Tabanda beş metreyi aşan beton var
Havalimanı sahasına yapılacağı söylenen Millet Bahçesi ile ilgili de uzmanların dile getirdiği bazı imkânsızlıklar var. Örneğin uçakların iniş sırasında yere uyguladığı tonlarca baskı nedeniyle tabanda yer yer 5 metreyi aşan beton bloğu yer alıyor. Böyle bir tabanda ağaçların yaşaması söz konusu imkânsızlıklardan biri.
Kamulaştırılmış alan
Havalimanın bulunduğu alanda 200’den fazla parsel bulunuyor. 1980’li yıllarda başlayan kamulaştırma süreciyle bağlantılı olarak burada 50’den fazla parsel, kırılan pistin yapılması için kamulaştırıldı. Havalimanının genişletilmesi için yapılan bir işlemdi. Burası kamulaştırılmış bir alan olduğu için amacı dışında hiçbir işlem için kullanılamaz.
Atatürk Havalimanı’na İstanbul’un her yerinden raylı sistemlerle ulaşmak kolay. Havalimanı olarak gerekli bütün altyapı niteliklerine de sahip. Kapatılmadan önce yolcu kapasitesi 230 bin kişiye çıkmıştı, dünyada 17’inci sırada yer alıyordu. Bu bilgiler ışığında 8.4 milyar Euro zarara neden olacak bir yıkıma neden devam edilir?
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak Atatürk Havalimanı’nın mega bir özelleştirme projesine kurban edildiğini, Millet Bahçesi projesiyle kamuoyunun oyalandığını duyuruyoruz.
Atatürk Havalimanı’nın yıkımı derhal durdurulmalı, bulunduğu yerde çalışmaya devam etmelidir.